İnceleme: Batman #7


Nereden başlasam, ne desem bilemedim! Batman #7 yani Night of the Monster Men'in ilk partı çıktı. "Önceki sayıda ne olmuştu ki ya" diyenlere gelsin: Batman #6 Hugo Strange'in artık devreye gireceğini söylemiştik. Çok gerekli değil ancak okumak isterseniz: Batman and the Monster Men. Yazıya başlamadan önce verdiğim referanslar bitmiyor. ^^ Bu bir crossover olduğu için işte bu gerekli: Detective Comics #940

Kısaca özet geçeyim ilk önce: Bu sayıda Batwoman, Nightwing, Spoiler, Orphan, Clayface'i görüyoruz. Batman bir tim oluşturmuş. Gotham'da müthiş bir fırtına baş göstermiş durumda. Durumu kontrol altında tutmaya çalışırken dev insanlar piyasaya çıkıyor. Batman geçmişteki olayları da düşünerek bu işin arkasında Hugo Strange'in olduğunu anlıyor.


Yaa Batwoman'ın güzelliğine bakar mısınız <3 Neyse, Tim'in ölümünden dolayı Batman kafayı çizmiş bildiğiniz. Tim'i, Gotham'ı (kahraman olan) kaybettiğini, başka birini daha kaybetmeyeceğini söylüyor. İşte bu ya işte bu! Sonunda Batman draması gördük. Sınırlarda olan bir Batman görmeyi seviyorum ben. Buna karşın Nightwing ve Batwoman daha realistik bir çizgi çizerek herkesi kurtaramayacaklarını anlatmaya çalışıyor. Ancak dediğim gibi Batman uçmuş, sırf fırtına var diye gökyüzüne kafa atacak durumda, hayır bu adam ilimiz olan Batman'a geldiydi de Adana'ya uğradığını bilmiyordum. (Derken Batman fanboyları bu kötü espriden dolayı bana ölüm tehdidi savurmaya başlamışlardı. Bu da şaka tabii^^)

Hugo Strange'i tıpkı Batman and the Monster Men'de gördüğümüz gibi antrenman yaparken görüyoruz. Güzel bir selam olmuş. Yalnız Hugo Strange Batman and the Monster Men'den farklı olarak burada Frankenstein'lığa soyunarak canavar insanlarını ölülerden yapmış. Neden mi? Nedenini henüz bilmiyoruz. Çünkü bu da Tom King'in tekniği. Gerçi sayıyı Steve Orlando ile birlikte yazdı. Ama I am Gotham boyunca da yaptığı buydu: Esas olayı sonradan vermek. Gotham'ın (kahraman olan) olayını üçüncü sayıda görmüştük. Keza aslında Gotham Girl'ün kökenini okuduğumuzu ise beşinci sayıda anlamıştık. Ben beşinci sayıda fark etmiştim en azından :( Demek istediğim Tom King önce etkiyi veriyor, cliffhangerlarla hikayeyi donatıyor sonra da sonlandırıyor zaten. Bir de bu dev insanlar ismine yaraşır bir şekilde canavar gibi tasvir edilmiş. Hatta "Kaiju" tanımını rahatça kullanabiliriz. 

Monster Men'in piyasaya çıkışıyla Batman'in tüm planı alt üst olsa da anında bir plan yapıveriyor. Çok çok güzel bir Batplane sahnesi görüyoruz. Bu sırada Alfred ve Duke ile bilgi paslaşıyorlar. Böylece olayın kaynağına gidiyoruz: Batman #2'de Bob Castro'yu görmüştük hatırlar mısınız? "You see... The monster men are coming. The monster men are... Coming. Aren't they... Strange..?" diyerek kendini öldürmüştü. İşte bu sayede Batman cevabına ulaşıyor: Hugo Strange. Strange'i de bu zamana kadar hep çok az gördük. Adamın ismi var cismi yok resmen. Ama şimdiden çok heyecan uyandırdı bende. 


Sayıya genel olarak bakacak olursak, müthiş karanlık bir hava var. Tam Batman okuyucusuna göre olmuş. Hatta bu sıra okuduğumuz Batman'den çok çok daha karanlık bir Batman gördük. Tim'in ölümü gerçekten sirayet etmiş. Bunun yanı sıra Gotham da epey ciddi lanse edilmişti. Yani o yağmur teması, verilen mutsuzluk mü-kem-mel-di! Bildiğiniz Batman: The Animated Series izliyormuşum gibi hissettim. Hem Batman'in karanlığa çekilip olayın öne çıkması da fena olmamış. Gerçi ne olay oldu diyeceksiniz, verdiği kadarıyla işte. ^^

Sonuç olarak, Night of the Monster Men'i giriş sayısı olarak ben çok beğendim. İşin aslı henüz büyük bir olay görmedik. Zaten çok kısa bir zaman dilimi verilmiş. Ancak iyi bir başlangıç olduğunu düşünüyorum.  Diğer karakterleri de görmek beni aşırı mutlu etti. Hem Batwoman'a hem Nightwing'e hayransanız bu kadarı bile yetip artıyor. Şu an için pek bir etkileri olmasa da severim böyle birleşmeleri. İleride neler yapacaklar, işte ben onu merak ediyorum. 

Crossover'ın devamı Nightwing #5'te devam etmekte. Aa, unutmadan sayının bir kaç yerinde Zero Year'a gönderme vardı. Bir de çok çok kısa Gordon'u gördük. Tam oradaki tabloda Malta Şahini'ne (The Matese Falcon) gönderme vardı. Görsel ekleyip yazıyı bitiriyorum öyleyse. Yukarıdaki iğrenç esprilere dayanıp hâlâ okuyan kaldıysa, sizi ayakta alkışlıyorum ^^




Yorum Gönder

[disqus]

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget