Jon Bernthal'ın harika ve hepimizi tatmin eden bir şekilde canlandırdığı Frank Castle ile Daredevil ikinci sezonunda tanıştık. Marvel evreninde bizi memnun eden villain performanslarına o kadar az rastlıyoruz ki Frank Castle tam bir villain değil de, bir anti-hero olsa da kuşkusuz ya kendi dizisini ya da Daredevil üçüncü sezonunda da görmek istemişizdir. Bu seçeneklerin en iyisi oldu, yine Jon Bernthal'ın canlandıracağı The Punisher'ın Netflix dizisinin çıkacağı açıklandı! Tabii bu o kadar da yeni bir haber değil, bu yazının amacı Daredevil ikinci sezonunda aslında The Punisher'ı izlememiş olmamız!
Awards Daily TV muhabirlerinden Jazz Tangcay, Jon Bernthal ile bir röportaj yapıp cevabını aradığımız sorulara ışık tuttu;
Her zaman bir Daredevil hayranı mıydın?
Dürüst olmak gerekirse değildim. Çizgi romana ilk girişimi The Walking Dead dizisi ile yaptım. İnsanların çizgi romanları ne kadar tutkulu sevdiğini ve ekranda veya beyaz perdede kötü yansıtıldığını görmek istememelerini de burada anladım. Frank Castle ile çizgi roman dünyasına balıklama atladım. Kitapları okuma ve karakteri keşfetme kısmı çok eğlenceliydi.Kariyerin boyunca oynamak istediğin tipteki rol bu muydu?
Çizgi roman dünyasına girmek gibi bir isteğim yoktu. Benim için önemli olan normal biri olması. Süper güçlere sahip biri değil, onun süper gücü insanlığı, öfkesi ve kayıpları. Bir eş veya baba olmasaydım rolü asla oynayamazdım. Bu rolü oynayabilmek için birini kendisinden daha çok seven, onlar için canını verebilecek biri lazımdı.Frank Castle ve The Punisher performansını çok sevdim. Karakterin karanlık ve öfkeli yüzünü çok iyi yansıttın. O dövüş sahneleri neydi öyle? Bu arada o sahnelerin anasını ağlattın, harikaydı.
Bu tarz karakterlerin dövüş sahnelerinde bence o dövüşün sebebi, karakterin motivasyonu ve onu oraya getiren şey çok önemli. Birini dövüp hapse girmek ve birinin üstüne öfkeni kusmak farklı şeyler. Bu izlediğiniz Frank Castle, The Punisher değildi. Ailesini kaybetmesinin verdiği acıyla sersemlemiş hâldeydi. Onlara bunu kimin yaptığını bulmak için çok öfkeliydi ve bunu olabilecek en vahşice şekilde onlara göstermek istiyordu. Dizi ekibindeki kişiler inanılmayacak derecede hırslı. Herkes birlikte çalışıyor. Ayrıca şuna inanıyorum ki Frank'in dövüş stili onun geçmişini yansıtıyor. Her yumruğun bir hikayesi var.Bu sezon seni hangi sahneler büyüledi?
İçini döktüğü mezarlık sahnesi var. Eve gelip kızını görmenin verdiği hissi anlatıyor. O sahnenin çekildiği sırada kendi çocuklarımı üç aydır görmüyordum, Frank'in kısmen hislerini anlıyordum, gerçekten anlamaya çalıştım. Sadece senaryonun güzelliğinden değil, çünkü bu adam yaşadıklarını anlatmıyor, paylaşmıyor, içine kapanık, yalnız ve bu şartlar altında kendini mezarlıkta içini dökerken buluyor. İstediğiniz kadar vahşi, şiddetli veya soğukkanlı yapabilirsiniz ama o anda izleyicinin bu adamın bir kalbi olduğunu ve bir insan olduğunu anlaması gerekiyordu. İnanılmaz derecede acı çekmiş biri. Mezarlık sahnesi benim için çok ayrıydı.Frank Castle'in önünde neler var? Neler göreceğiz?
Hiçbir fikrim yok. Çekimlere önümüzdeki yıl başlayacağız. Çok heyecanlıyım, hep birlikte göreceğiz.Frank'in seni şaşırtan bir yönü var mı?
Sanırım Karen ile ilişkisi beni en çok şaşırtan şeydi. Karen ve Frank arasında bir bağ var ve bunun ne olduğunu açıklamadık. Sanrım Karen'a kendi kızının olmasını istediği kadın olarak baktı, cesur ve zeki. Bu yüzden aklında sadece görevi olan ve bundan başka bir şey düşünmeyen Frank'in, Karen'ı korumak gibi bir dürtüsü oldu.
Yorum Gönder