İçerdiği Sayı: Deathstroke Rebirth #1
Hikaye: The Professional - Prologue
Yazar: Christopher Priest
Çizer: Carlo Pagulayan
Yayıncı: DC Comics[/update]
Deathstroke, bireysel çizgi romanlarını pek okumadığım bir karakterdir. Kendisini genelde konuk oyuncu olarak gördüğüm serileri seviyorum. Judas Contract, Identity Crisis gibi serilerde kötü adam olarak görmeyi seviyorum. Bireysel hikayelerinden çok, başkalarıyla girdiği mücadeleler daha zevkli geliyor muhtemelen. New52'daki kendi serisini de bu yüzden takip etmedim. Tabii, ilk başta seriyi yazmaya başlayan kişi Tony S. Daniel olduğu için seriye soğuk bakıyordum sürekli. Bütün Rebirth tek sayılarını değerlendirdiğimiz için Deathstroke da listemize girdi. Serinin yazarı Christopher Priest ise (genelde çizgi romanlarda sadece Priest takma adını kullanıyor), 2004lerden beri ilk defa çizgi romana yeniden dönmeye başlayacak bir yazar. En uzun soluklu işi 97de Valiant Comics için yazdığı Quantum and Woody serisiydi. Daha sonra genelde hep kısa ömürlü işlerini gördük. Deathstroke kendisinin de geri dönüş öyküsü olacak bir nevi aslında.
Görüş
Deathstroke'u neden okumadığımı bu sayıda biraz daha anladım. Slade Wilson, karakteri bakımıyla sevilebilecek bir adam değil. Çocuklarını kemeriyle döven, sürekli onlara küfreden, hiçbir etik anlayışı olmayan, her şeyi para için yapan ve önüne gelen herkesi kullanan tam bir kötü adam. Genelde kötü adamların çizgi romanlarında biraz da bu adamın içindeki iyi yanlar gösterilir ve okuyucunun biraz da olsa empati kurması sağlanır ya, Slade Wilson zaten karakter olarak böyle bir şeye izin vermiyor. Bu adamın insansı, zayıf bir yönü olmadığı için lakabı The Terminator. Öte yandan, sayının anlatımını gerçekten çok dağınık buldum. Nerede ne oluyor anlamak için ciddi çaba sarf etmek gerekiyor. En basitinden günümüzde giriştiği iki farklı mücadele, eş zamanlı olarak gösterildiği için hangisinin daha önce geldiğini anlamak çok zor. Flashbacklerle beslenmiş daha lineer bir anlatımın tercih edilmiş olmasını isterdim. Bir de bahsetmek istediğim başka bir şey var: Sayının konuşma balonları. Rebirth döneminden itibaren eğer dikkat ederseniz, DC Comics hemen hemen bütün dergilerinde konuşma balonlarında eski tarz fontlar kullanmaya başladı. Dijital havası olan ya da uzun zamandır DC çizgi romanlarında hakim olan fontlar yerine, sayılar daha bir 90lar havası almaya başladı. Şimdiye kadar sıkıntım yoktu, özellikle Batman dergisinde bu tercihi çok beğenmiştim. Ama Deathstroke gibi acımasız bir karakterde, o fontlar biraz karikatür havası bırakmış. Bunu sevmedim. Özetlemek gerekiyorsa, hakiki kötü adamları okumayı seviyorsanız, zayıflık, içindeki iyi adam tarzı şeylerden hoşlanmıyorsanız, bu seri tamı tamına sizin için. Benim gibi sinir küpü oluyorsanız geçiniz efendim.
7.0
Sizin sayıya verdiğiniz puan kaç?
Yorum Gönder