İnceleme: Supergirl S02E05 - Crossfire


Merhaba kahve dostlarım. Supergirl'in yeni bir bölümü ile, hem de hareketli olanlardan biriyle karşınızdayım. Önce biraz özetleşeceğiz, sonra da çatır çatır iyisiyle ve kötüsüyle eleştireceğiz. Eh bunlara dayanarak, bu sohbetimizin spoiler içerdiğini söylememe gerek yoktur sanırım. Geç kalan ikinci kahveleri ısmarlar, ona göre.

Bölüm Özeti: Bölümümüz Mon-El'in, ki artık kendisinin de bir dünya ismi var, "dünyalaştırılması" ile başlıyor. Torpille kendisine CatCo'da bir stajyerlik bulmuş ve Kara'nın giyim tarzına uygun bir biçimde hayata atılıveriyor. ("Yes, cool. Bowties are cool.")


İş günü başlar ve Mike hatalarına adım atarken şirkette beklenmedik bir isim belirir: Lena Luthor. Özel olarak gelmiş ve Kara'yı kendi düzenlediği bir bağış gecesine çağırıyor. Mike da kendini davet ettirdikten sonra aldığımız bir saldırı haberiyle sokaklara dönüyoruz. Bir grup eleman ellerinde uzaylı teknolojisine sahip silahlarla banka soyuyor. Evet, banka soyuyorlar. Anlaşılan Supergirl bu silahlara karşı o kadar da dayanıklı değil. Saldırıyı kim yapıyor? Cadmus. Amaçları da bu saldırıları uzaylıları kötü göstermek için kullanıp halk içinde bir algı yaratmak. Yer miyiz peki? Hayır. DEO hemen bununla ilgili çalışmalarına başlıyor. Ancak tek çalışan onlar değil. James de bu işe artık bulaşma peşinde. Beyzbol sopasını alıp yüzünü örtüyor ve Winn'den öğrendiği bilgi ile bir sonraki saldırı noktasında tek başına beklmeye başlıyor. Saldırı başladığında da yine tek başına ileri atılıyor ve yere seriliyor.

Kara ise Mike ile uğraşmaktan yorgun eve dönmüşken tekrar özel olarak gelen Lena'yı görüyoruz kapıda. Bir önceki bölüm ettiği yardımın karşılığını arıyor tabii. İsteği ise bu sefer bağış gecesi için birinin daha gelmesi. Kim mi? Supergirl. Ve geliyor da. Kötü adamların ortaya çıkacağı kesin bir yerde Supergirl olmazsa olmaz. Ve öğreniyoruz ki Lena'nın da aslında onlar için bir planı varmış. Silahlarını etkisiz hale getirecek bir cihaz geliştirmiş. Böylece suçlular durduruluyor, Cadmus onları konuşmamaları için öldürüyor ve Supergirl yine dostları ile günü kurtarıyor. Ama bu bölüm de yine şaşırtmacalı sonlardan nasibimizi alıyoruz. Nedir o? Lena'nın annesi olan kadın Cadmus'un başındaymış. Ta-daaa!


Değerlendirme

Sonunda! Cadmus ile ilgili bir şeyler ve ayrı iki konu birbirine bağlandı. Tabii bu beni endişelendirmedi değil. Lena Luthor'un konuştuğu gibi iyi biri olmasını çok istiyordum. Ama elma dibine düşer. Artık dizinin Cadmus üstüne odaklanmasının zamanı gelmişti. Biliyoruz, bunlar uzaylı düşmanı ve onları istemiyorlar. Ayrıca bunu başarmak için yapamayacakları şey yok. Buna odaklanıp seviyeyi yükseltmeleri için tam zamanı. Bu arada, Lena neden Kara'nın ayağına kadar gidiyor? Bunun amacı Supergirl'ü bağış gecesine getirtebilmek tabii, ancak ben bir önceki bölüm incelemesinde yaptığım teoriyi destekliyorum hâlâ. Lena'nın Kara ve Supergirl arasında kurduğu bir bağlantı var, belki de tamamen biliyor olabilir.


Mike sonunda doğru düzgün bir yola sokuldu. Onun nasıl biri olduğu konusunda daha açık fikirler edinmemizi sağladıkları için teşekkür ediyorum. Ben direkt olarak süper kahramanlığa geçeceğini sanıyordum ancak Kara'nın ayak izlerini takip edecek olması beni daha da heyecanlandırdı. Ne iş seçecek, ne yapacak, nasıl başa çıkacak? Ve en önemlisi... Superman ile ne zaman karşılaşacak? Bu soruların yanıtı sanıyorum ki çok kısa zamanda belli olacak. Ha, kahraman demişken, James Olsen... Bu karakteri biz ne yapalım diye uzun süre düşünmüş sanırım senaristler ve en sonunda dahiyene(!) bir kararla o da bi' kahraman olsun diye karar kılmışlar. Eksik mi vardı? Senaryo mu tamamlanmıyordu? Yani ne gerek var şimdi buna diye sormadan edemiyorum kendime. Ne olabilir ki? Bu arada ismi The Guardian diye geçiyor wiki sayfasında bir sonraki bölüm bilgilerinde. Üstüne çok düşünülmüş ve planlanmış bir şey gibi duruyor mu? Bu isme sahip bir karakter zaten var çizgi romanlarda. Kendisini ayrıca Young Justice animasyonunda da görebilirsiniz. Evet, kalkan taşıyor olabilir. Ve biz dizinin bunu nasıl yapacağına dair bir fotoğraf görmüştük. Buraya koymayacağım, tadımız kaçmasın.

Son olarak bir de Alex ve Maggie vardı. Alex ajanlık olaylarını tamamen bırakmış gibi. Aşk hayatıyla ilgileniyor şu an. Tamam, o kadar da kötü değildi. Son anda Maggie'ye açılacak ve bir öpüşme ile birlikte müzik girecek sanmıştım ancak kendini itiraf etmeye çalışması ve bunu böyle bırakması, başarmış bir şekilde bırakması çok daha iyi oldu. Bu ikilinin nereye gideceğini merak ediyorum şu an. Umarım sonraki bölümde de bir öpüşme ile birlikte kulağıma dolacak bir müzik görmem.


Bitirmeden önce söylemek isterim ki, bir diziden çok da fazla koreografi beklenmesi doğru olmaz. Ama lütfen ama lütfen bu dizide birileri bu işe biraz daha özen göstersin. Önünde James Olsen dümdüz koşarken neden vuramazsın ki onu? He, çünkü o iyi adam. Bu arada, kimse bağış gecesi silahlar yok edildikten sonra Mon-El'in göğsüne yediği atıştan sonra sapasağlam kalmasına tepki gösterdi mi? Ben göremedim de...


Görüş


Çok güzel gidiyor şu an. Bu tempo tam olarak Supergirl isimli bir dizinin ihtiyacı olduğu şey. Lütfen böyle devam etsin. Konular birleşsin ve el ele sezon finaline yürüyelim. Superman ile birlikte tabii.
7.0
GÜZEL

Bir sonraki bölüm incelemesinde görüşmek üzere arkadaşlar. Siz kahvelerinizin son yudumlarını alırken ben de buraya her zaman yapacağım gibi dizide yer alan göndermeleri, değişik bilgileri kısaca bırakayım.


  • Bölüm isminin tıpkısının aynısından Smallville isimli dizide de vardı. Tam olarak 9. sezon ve 6. bölüme tekabül ediyor.
  • Anne Luthor'un ismi dizimizde Lilian, ancak çizgi romanlarda bu isim Arlene Luthor olarak yer alıyor. Kendisi daha sonra bir isim değişikliği geçirip Letitia ismini alıyor.
  • Peki Lilian ismi nereden geliyor? Smallville. Karakterin ismi dizide böyleydi ve Supergirl de bu durumu bozmamış.

Yorum Gönder

[disqus]

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget