Yönetmen: Nick Copus
Senaryo: Wendy Mericle & Beth Schwartz
Oyuncular: Stephen Amell (Oliver Queen/Arrow), Katie Cassidy (Laurel Lance), David Ramsey (John Diggle), Willa Holland (Thea Queen), Emily Bett Rickards (Felicity Smoak), Susanna Thompson (Moira Queen), Caity Lotz (Black Canary), Paul Blackthorne (Quentin Lance), Manu Bennett (Slade Wilson), Robert Knepper (William Tockman/Clock King)
Yayın Tarihi: 26 Şubat 2014
Bu noktadan sonrası bölüm ile ilgili spoiler içermektedir. Uzak durmanızı, şöyle bir göz atacaksanız spoiler sızıntı kostümünüzü giymenizi tavsiye ederiz
Final sahnesini saymazsak hem günümüzde hem de flashback sahnelerinde hiçbir ilerlemenin olmadığı ama sıradan bir haftalık düşman olmaktan fazlasını yapan Clock King'i diziyle sokmasıyla biraz istisna bir bölüm Time of Death.
Bir önceki bölümün aksine bu bölüm oldukça Easter Egg gördük. Bakalım.
Kord Industries: Kord Industries Ted kord'a ait olan bir şirket. İlk sezonun finalinde Ted Kord'un ismi geçmişti. Bu sezon da The Scientist bölümünde duymuştuk. Bu bölümün başlangıcında Clock King'in adamlarının soyduğu ilk yer de burasıydı. Ted Kord DC kahramanlarından Blue Beetle'ın gerçek ismidir. Yine parasıyla suçla savaşan bir kahraman ve bu ismin 2. sahibi. Yine de 50 yıldır bu kimliğini korumakta. Bu yüzden bir Blue Beetle göreceksek de bu büyük ihtimalle doğrudan Ted Kord olacak. Umarız görürüz diyoruz ve önümüzdeki sezonlar için umut besliyoruz.
Blue Devil: Bölümün büyük ihtimalle en ilginç Easter Egg'i karşınızda. Oliver'ın trene çarpmasını önlediği otobüsün kenarındaki reklama dikkat ettiniz mi bilmiyorum. Sahne şu:
Daha sonra da dizinin yaratıcılarından Mark Guggenheim kendi Twitter hesabında reklamın tam ve düzgün halini paylaştı, o da şu:
Bir film afişi bu. Peki bunu bu kadar özel kılan şey ne?
Efendim Daniel Cassidy isminde çizgi romanlarda yer alan bir arkadaşın süper kahraman ismidir Blue Devil ama her şey bununla bitmiyor. Daniel Cassidy filmlere özel efekt hazırlayan ve filmlerde dublörlük yapan birisidir. Günün birinde başrol teklifi gelir ve bilin bakalım başrol oynayacağı filmin adı ne: Blue Devil!
Özel efekt uzmanı olan Cassidy filmde giyeceği kostümü kendisi tasarlar. Vücudunu tamamen kapatan ve birkaç özel efekt yapabilen bir şeytan kostümüdür. Ama gelin görün ki Cassidy'nin rol arkadaşlarından birisi kazara bir şeytanı serbest bırakınca Cassidy şeytanla bu tasarladığı kostüm yardımıyla savaşır ama sonradan anlar ki savaştığı şeytanın mistik güçleri kostümüne enerji vermeye başlamıştır.
Blue Devil sonradan Justice League'e de katıldı ama asıl üyesi olduğu yerse DC'nin mistik takımlarından birisi olan Shadowpact ekibi. Hemen burada bir ara verelim ve bölümü ilginç kılan diğer Easter Egg'e bakalım:
Oblivion Bar!: Bölümün sonunda Sara, Oliver'a daha önce barmen olarak nerede çalıştığını söylüyordu hatırlarsanız, bahsettiği yer Oblivion barıydı. Efendim Oblivion barı bir cep evrende (pocket universe) yer alan ve Dünya'nın çoğu yerinden erişilebilen mistik bir bar. Şimdi asıl bombayı patlatıyorum: Oblivion Bar, az önce Blue Devil'in üye olduğundan bahsettiğimiz Shadowpact ekibinin karargahı! Hatta durun daha da ilginç bir şey söyleyeyim, Blue Devil yani Daniel Cassidy bu barın uzun süre barmenliğini yaptı!
Diziye şeytanların girmeyeceği aşikar tabi. Ama Blue Devil şeytanlara ihtiyaç duyulmadan da diziye sokulabilecek bir karakter. Büyük ihtimalle Iron Man benzeri kendi vahşi kıyafetinden özel efektler fırlatan ve Sara'yla Oblivion barından tanışıklığı olan bir karakter olacak. En nihayetinde de benzer karakterlerle bir araya gelip bize önümüzdeki sezonlarda bir Shadowpact ekibi sunabilir. Eğer bu Blue Devil ve Oblivion Bar Easter Egg'leri ilginç değilse, daha ne ilginç olabilir emin değilim. Ekibi merak edenlere 2007 yılında başlayan Shadowpact serisinin Bill Willingham'ın yazdığı ilk 16 sayısını tavsiye edebilirim.
McGregor Sendromu: İzlerken birçoğunuz bunun gerçek bir hastalık olduğunu sanmış olabilir. Açıkçası ben de "neymiş bu" diye araştırırken buldum. Tamamen kurgusal bir hastalık. Hatta şöyle diyelim, bu hastalığın ismi kurgu tarihinde 2 yerde geçiyor sadece. Birisi bu izlediğimiz bölümde ve diğeri ise herkesin hiç çekilmemiş varsaymak istediği 1997 yapım Batman & Robin filminde!
Filmde Arnold Schwarzeneger'in canlandırdığı Mr. Freeze'in karısı Nora Fries'ın çaresi aranan hastalığı bu. Aynı zamanda filmde Alfred de bu hastalığa yakalanıyordu. İşte aynı hastalık bu sefer bölümümüzün baş kötüsü Clock King'e musallat olmuş durumda. Gönderme yapmak için seçilen film ilginç tabi.
Ve bölümümüzün kötü adamı William Tockman'a diğer adıyla Clock King'e gelelim.
Aslında dizideki Clock King ile çizgi romandaki Clock King'in kökenleri oldukça benzer.
William Tockman ölümcül bir hastalığı olduğunu öğrenince kendi yokluğunda kız kardeşi zor duruma düşmesin diye banka soymaya kalkar. Soygun sırasında Green Arrow'a yakalanır ve mapus damlarına düşer. Ama hapisteyken kız kardeşinin öldüğünü öğrenir ve buna ek olarak kendisine yanlış tanı konulduğunu, başka bir hastayla karıştırıldığı bilgisini de öğrenir. Hapisten çıkınca da haliyle kötülük kariyerini son hızla inşa etmeye başlar. Gördüğünüz gibi dizideki versiyonuna oldukça benziyor ve karakteri de bu yönde gelişecektir diye düşünmekteyim.
Çizgi romandakine ek olarak dizideki Clock King biraz daha farklı. Bildiğiniz üzere Barbara Gordon Joker tarafından vurulup tekerlekli sandalyeye mahkum kaldıktan sonra Oracle ismini alarak Batman adına hackerlık yapmaya başlamıştı. Çizgi romanlarda Oracle'ın tamı tamına kendi ayarlarında bir düşmanı var: The Calculater. Kendisi Oracle'ın kötü versiyonu diyebiliriz. Felicity Smoak'ın da neredeyse Oracle gibi bir vazifesi olduğunu düşünürsek Clock King'in tam bu noktada daha da büyük bir önem arz etmeye başladığını görebiliriz. Bu şekilde devam ederse William Tockman dizinin başarılı kötülerinden birisi olmaya kesinlikle aday.
Time of Death ana hikayede pek ilerleme göstermese de oldukça tatmin edici bir bölümdü. Robert Knepper'ın canlandırdığı Clock King'in oldukça başarılı olduğunu söylemek gerek. Dahası, karakterini Seth Gabel'ın Count Vertigo'suna nazaran daha dikkatli bir psikopatlık sınırında çizmesi izlerken çok keyif verici.
Lance ailesinin iç işleri de bölümün önemli noktalarındandı ve karakterlere katkı yaptığı bir gerçek. Oyunculuklar da nasibini aldı bu sahnelerden. Her oyuncu oldukça iyi performans sergileyince tüm sezondur ne yapıyordunuz siz demekten kendini alamıyor tabi insan.
Bölümün en önemli diğer artısı da Felicity'i ön plana çıkarmasıydı. Neden Felicity'e ihtiyaç duyulduğunu kör göze parmak sokar gibi göstermeden anlatmayı başardılar.
Ve son sahne içinse ben bırakayım direk sahne konuşsun:
+ Clock King ortalama haftanın kötüsü konseptini başarıyla yukarıya taşıdı ve senaristlerin artık bu işi kıvırabildiğini gösterdi.
+ Lance ailesi içindeki gerilim hepsine bir yön verdi ve izlemesi ilginç sahneler yarattı.
+ Felicity'nin karakteri beklenenden çok daha iyi bir şekilde, Oliver'a olan hislerini bağıra bağıra söylemesi yerine oldukça düzgün şekilde gelişti.
+ Ve tabi ki haftanın çılgın Easter Egg'leri ve süpriz finaliydi en büyük artıları.
- Flashback sahneleri bir önceki bölümdeki gibi oldukça zayıftı ve yer yer zaman kaybıydı ne yazık ki.
Özetle, Time of Death 2. sezonun büyük konuları arasına sıkıştırılmış, başlı başına güzel bir bölümdü ve ilerleyen zamanlar için de oldukça çok şey vaat ediyordu.
Yorum Gönder