DC evreni, kozmik boyutta çok fazla varlığı olan bir evren. Geçtiğimiz yazımızda Dünya'daki güçlerin kaynaklarını ortaya çıkaran elemental güçleri irdelemiştik. Şimdi biraz daha dış uzaya açılıyoruz. Bu seferki konuğumuz DC evreninin tanrıları. Ancak tanrılar deyince Yunan Mitolojisindeki tanrıları, yani Wonder Woman'ın oldukça içli dışlı olduğu Ares, Zeus gibileri, DC'nin asıl tanrısı Presence'ı ya da benzer konseptleri düşünmeyin. DC'nin tanrıları dediğimiz varlıklar, DC evreninde "New Gods" adıyla geçerler. İşte o tanrılardan bahsedeceğiz.
Jack Kirby'i tanıyanlarınız vardır. Kendisi 70'lerde Marvel'ın en büyük karakterlerinin yaratımında rol oynamış birisi. Örnek verelim: Ant-Man, Black Bolt, Captain America, Bucky Barnes, Doctor Doom, Elektro, Fantastic Four külliyatı, Nick Fury, Galactus, Groot, Hulk külliyatı, X-Men külliyatı, Iron Man, Inhumanlar, Kang, Thor külliyatı, Quicksilver, Cyclops, Jean Grey ve daha niceleri. Stan Lee ile birlikte yaratmış olsalar da bu konu hala tartışılmaya devam ediyor. Ancak Jack Kirby, Marvel'dan ayrılıp DC'ye geçtiğinde, kendisine Fourth World isminde bir dünya kurdu, orada yepyeni karakterler, devasa bir mitoloji oluşturdu. Darkseid'ı, Highfather'ı, The Source'u yarattı. Tabii Marvel'daki çalışmaları kadar ilgi çekmedi bu hikayeler. Nihayetinde Marvel'dayken her ne kadar bugün bazı noktalarda kendisine kızılsa da Kirby'nin hikayelerini daha okunur, okuyucuya daha cazip kılan, pazarlayan kişi Stan Lee'ydi. DC'de Kirby tek başına yaptı tüm bu işleri. Yıllar boyunca da yarattığı bu evren birçok yazar ve çizer tarafından kullanıldı. Bugün Darkseid dendiğinde kim olduğunu çıkaramayan yok bile.
Tanrıların kendisine geçmeden önce, tanrıların bulundukları evrenin yapısını tanıyalım kısaca.
Fourth World, Eski Tanrılar, GodWorld
Jack Kirby'nin yarattığı tüm evren, Fourth World adı altındadır. Bu evren, bilim kurgu sosuyla tatlandırılmış bir mitolojidir. Kirby her ne kadar bu evreni, sonu olan bir hikaye olarak kurgulamış olsa da tamamlamamış, evrenin, DC'deki varlıklarla iç içe geçmesini sağlamıştı. Tabii, bu evrenin adı ilk başta Fourth World değildi, Forever People adındaki dergide anlatılmaya başlanan evrene ismi sonradan verildi. New Gods olarak geçen yeni tanrılar bu evrende, bizlerle birlikte yaşarlar.
Peki bu New Gods kimler? Neden onlara "Yeni Tanrılar" diyoruz? Neden "Dördüncü Dünya"?
Fourth World, tahmin ettiğiniz gibi Dördüncü Dünya demek. Bundan öncesinde 3 dünya daha vardı. "Birinci Dünya" zamanında, 18 milyar yıl önce, Eski Tanrılar, GodWorld'den (Tanrı Dünyası) -ki Asgard ya da Urgrund denir- geldiler. 3 milyar yıl sonra, insansı yaşam formlarının tanrılaşmasıyla ilk dünya, "İkinci Dünya"ya dönüşür ve kültürel/bilimsel anlamda zirve yaşanır. Bu altın çağdır. 10 milyar yıl sonra artık GodWorld olarak kabul edilen bu dünyada savaş çıkar, İlk tanrı Wotan'ın oğlu yalan tanrısı Lokee, karmaşa çıkarır, ilk kötülük tanrısı olur ve Ragnarok'un doğuşuna sebep olur. Kıyamet kopar. Tanrılar savaşarak GodWorld'u yok ederler. Yani anlayacağınız, ilk iki dünya bildiğiniz Asgard'ın tarihçesine sahiptir.
GodWorld'un parçalanmasından sonra açığa çıkan enerji evrene yayılır, buna "GodWave" denir. Bu dalga, dokunduğu her yere, eğer potansiyeli varsa tohumlarını bırakır ki zamanla bu dünyalar kendi tanrılarını yaratabilsin diye. Örneğin, Dünya, GodWave dalgasına yakalanan yerlerden birisidir ve bildiğiniz üzere etkisini de gösterir. Bunca süper kahraman boşuna Dünya'da yer almıyor yani. Bu "Üçüncü Dünya"nın başlangıcıdır.
Yaklaşık 4.8 milyar yıl önce, parçalanan GodWorld'den geriye kalan parçalar birleşirler ve iki tane gezegen yaratırlar. Bunlardan birisi New Genesis adını alırken, diğerine Apokolips denir. Milyar yıllar sonra bu gezegenlerin üzerindeki varlıklar evrimleşirler ve bulundukları GodWorld topraklarındaki, eski tanrıların özlerini benimseyerek tanrılaşırlar. Ancak iki gezegen ahlaki açıdan zıtlaşır. New Genesis, barışın ve iyiliğin gezegeni olurken, Apokolips, acımasız ve savaş kültürü dolu bir yere dönüşür. Ve nihayetinde iki gezegendeki varlıklar tanrı formlarını alırlar, birbirlerine savaş ilan ederler. İşte bu yeni doğan tanrılara "New Gods" denir. Başlattıkları savaşla da "Üçüncü Dünya"nın kapısı kapanır, "Fourth World" yani dördüncü dünya başlar.
Eski dünyadan, bazı eski tanrılar kalmıştır tabii, bunlardan bazıları, Dreggler olarak bilinen akılsız olanları Apokolips'in çekirdeğinde yaşarken, aklını muhafaza eden, Arzaz, Nameless One ve Gog gibiler, ya New Gods tarafından ya da Dünya'nın kahramanları tarafından yenilmiş "Source Wall" içine hapsedildi.
The Source ve The Source Wall
Az önce bahsettik, "kötüler Source Wall'ın içine hapsedildi" dedik. Nedir bu Source Wall peki?
The Source denen şey, kelime anlamı olarak "Kaynak" demek. Bir üstteki kısımda "GodWave" isminde, eski dünyanın tanrılarının ölümüyle evrene salınan bir enerjiden bahsetmiştik ya. Bu enerji, evrenin tamamını sarmalayan, evrendeki hayatın oluşmasını sağlayan kaynakla birleşerek çok daha kuvvetli bir enerjiye dönüştü. Ve bu kaynak, DC evreninin tanrısının bir parçası oldu. The Presence'a ait bir parçaydı bu artık. Sunduğu gücün sınırları kesinlikle yoktu. Ancak bu kaynağa ulaşılması imkansız. Çünkü bu kaynağı sınırlayan bir duvar var. İşte Source'un sınırı olan, kimsenin ona ulaşamamasını sağlayan sınıra "The Source Wall", kabaca çeviriyle "Kaynak Seddi" deniyor.
Yıllar boyunca nice varlıklar bu duvarı aşmaya çalıştı. Ancak duvar kendisine dokunan her şeyi, anında dondurup kendisinin bir parçası haline getiriyor, dolayısıyla duvardan geçiş yok. Duvarın tüm yüzeyi, zamanında duvarı geçmeye kalkıp da başaramayarak, duvara saplanan, yardım çığlığı yarıda kesilmiş varlıklarla dolu.
Pekala, bu yeni tanrıların gezegenlerine bakalım o zaman.
New Genesis
New Genesis, DC'nin "iyi" tanrılarının hüküm sürdüğü gezegendir. Ormanlarla kaplıdır ve hayat doludur, vahşi doğa özgürce yaşamını sürdürür. Gezegeni, Highfather yönetir. Onun hükmünden bağımsız yaşamak isteyen ilkellerse, gezegenin yapısını bozmamaları için gökte uçurulan Supertown şehrinde yaşarlar. Gezegende ayrıca böceksi canlılar, Genesislilerle eş statüde yaşarlar. Her Genesisli, gücünü Source'tan aldığında bir seramoni düzenlenir ve New God olarak kabullenilir. Gezegenin asıl yerlileri olan Genesislilere Forever People (Sonsuz Halk) denir ve Highfather'ın, insan çocuklardan bazılarını toplayarak birlikte yaşattığı bir dünyada var olurlar. İlk Genesis gezegeni zamanında ilk New Gods tarafından yıkıldığı için bu yeni yere New Genesis denir. Apokolips gezegeni ile sonsuz bir savaştadırlar. Ancak bir dönem, ateşkes amacıyla, Highfather ve Darkseid anlaşarak oğulları Orion ve Scott Free'yi birbirlerine fidye olarak verirler ve kısa süre de olsa ateşkes sağlanır. Bu gezegene Boom Tube denilen, boyutlar arası seyahat kanallarıyla ulaşılabilir.
Highfather; New Genesis'in hükümdarıdır. Her şeyin atasıdır. İskandinav mitolojisindeki Odin ile Yunan mitolojisindeki Zeus'u kendisinde toplar. İsmi Izaya'dır. Çoklu evrene barışı getirmek ister. Darkseid'ın ezeli düşmanıdır. Eski tanrıların Genesis gezegeninde öldüğü bir savaşı başlattı Nihayetinde, eski dünyanın küllerinden New Genesis'i kurdu. Darkseid'ı sonsuza kadar yenmek için "Life Equation" denen, barış ve huzuru herkesin aklına hakim kılacak denklemi ve gücü arar. Hatta bu denklemin, Beyaz Fener Kyle Rayner'da olduğunu öğrenince onu kullanmak istemiş, ancak sonuçlarının kötü olacağını görerek kullanmaktan vazgeçmişti.
Orion; Darkseid'ın oğlu olan Orion, New Genesis ve Apokolips arasındaki bir ateşkes anlaşmasının sonucunda, Darkseid tarafından, barışın teminatı olarak Highfather'a fidye olarak verilir. Izaya'nın elinde büyür. Ancak bu barış kısa sürer ve iki gezegen tekrar savaşa devam eder, Orion New Genesis'te kalır. İyilik adına savaşır ancak hem Apokolipsli hem de Darkseid'ın oğlu olması sebebiyle içindeki derin kötülüğü sürekli baskı altında tutmak zorundadır. Boom Tube açmaya yarayan Mother Box ismindeki kutulardan birisi, Orion'un bisikletine bağlıdır, bu sayede istediği yere gidip gelebilir. Denir ki, Orion günün birinde Darkseid'ı tahtından edip Apokolips tahtına geçerek hüküm sürecektir.
Big Barda; Tıpkı Orion gibi Big Barda da Apokolipslidir. Hatta kendisi, Darkseid'ın kişisel korumları olan Female Furies'in lideri olarak eğitilmiştir. Furylerin acımasız eğitmeni Granny Goodness'ın gözde öğrencisidir ve acımasız bir savaşçıdır. Highfather'ın oğlu Scott Free, Darkseid'a barış karşılığında fidye olarak verilince onun bekçiliğini yapar. Ancak zamanla ona aşık olur ve Apokolips'ten kaçmasına yardım eder. Kendisi büyük çile çekse de sonunda New Genesis'e varır ve bu noktadan sonra kötülüğe karşı savaşmaya başlar
Mister Miracle; Highfather Izaya'nın oğludur. Asıl adı Scott Free'dir. Kaçış tanrısıdır. İsmi de zaten, "özgür" anlamına gelen "Scot-Free" kelimesinden gelmektedir. Apokolips'le yapılan diplomatik anlaşma sonunda Darkseid'ın eline geçer. Darkseid'ın kişisel korumaları olan Female Furies'ın korkunç hocası Granny Goodness, onu sonsuz bir nefretle büyütür. Büyüdükçe bir yerlerden kaçma konusunda eşsiz bir yeteneği olduğunu keşfeder. Female Furies'in lideri Big Barda'ya aşık olur ve birlikte kaçarlar. Dünya'ya geldiğinde de Mister Miracle ismiyle kahramanlığa başlar. Scott, bir dönem Darkseid'ın her şeyi yok etmek için aradığı Anti-Life Equation'ı keşfeder ancak yapısı gereği bunu kullanmaz.
Metron; Bilginin tanrısıdır. Her ne kadar New Genesis kısmına yazsak da adını, hiçbir zaman New Genesis ile Apokolips arasındaki savaşta taraf tutmamıştır. Kendi görevinin, evrenin her yanını gezip her şeyi bilmek olduğuna karar vermiştir. Bunu da bütün bilgilerini toplamasını sağlayan, her zaman oturduğu Mobius Tahtı üzerinde gezerek yapar. Batman'in Joker'in kimliğini öğrendiği meşhur sahne vardı ya, işte onu bu Mobius Chair'a oturduğu için öğrenmişti. Darkseid War serisinin sonunda o sandalyeyi gökyüzünde, üzerinde kanlarla süzülürken görmüştük.
Apokolips
Apokolips gezegeni, daima yanan alev çukurlarının olduğu gezegendir. Boyutlar arasında hareket eder. Cehennem ile fiziksel evrenin arasında bir boyutta yer alır. Üzerinde yaşayanlar, başka dünyalardan kaçırılan ve mahvedilen varlıklardır. Düşük seviyeli insanlar olarak görülür nüfusun çoğu. Cesur ve acımasızlardır. Bu "Lowlies" diye tabir edilen nüfusun bir üstünde Parademonlar vardır. Darkseid'ın askerleridir ve asayişi sağlarlar. Onların bir üstü, Dişi Furyler olarak geçer. Bu kadınlar, Darkseid'ın kişisel muhafızlarıdır. Yani gezegende acımasız bir kast sistemi vardır. Gezegen teknolojik olarak çok ileridedir ve sürekli gelen yeni kötücül bilim insanları bunu sağlamaya devam eder. Apokolips Darkseid tarafından demir bir yumrukla yönetilir. Bu gezegene de tıpkı New Genesis'te olduğu gibi Boom Tube denilen kanallarla ulaşılabilir.
Darkseid; Apokolips'in hükümdarıdır. İlk adı Uxas'tır ve eski tanrılardan Yuga Khan'ın küçük oğludur. Highfather Izaya ile kardeştir ve düşmanıdır. Apokolips tahtına çıkmadan önce tahtta oturan kardeşi Drax'ı alt eder ve zorla tahtı ele geçirir. Annesinin ölümüne sebep olur, böylece Apokolips tahtının tek hakimi kendisi olur. Dayısı Steppenwolf'u da ikna ederek, New Genesis'te bir av başlatır ve Highfather Izaya'nın karısı Avia'yı öldürterek bitmek bilmeyen savaşı başlatır. Dünyaları kontrolü altına almak için, insanların özgür iradesini yok edip umutlarını kırarak kendisine köle etmesini sağlayacak "Anti-Life Equation" adı verilen silahın arayışındadır.
Desaad; Darkseid'ın en büyük adamıdır. En sadık hizmetkarı ve danışmanıdır. New Genesis'te doğmuştur ancak Darkseid'ın yaptığı manipülasyonlarla kötü tarafa kaymış ve Darkseid'ı, Apokolips'e kadar izlemiştir. Darkseid'ın dünyaya yaptığı akınları genelde yöneten kişi kendisidir. Amaçları uğruna birçok kahramanı kendisi için kullanmaya kalkmıştır. Ancak ne olursa olsun tek sadakati, Darkseid'adır.
Steppenwolf; Justice League filminde, birliğin savaşacağı kişi de bu olacak. Kendisi, Apokolips ordularının komutanıdır. Darkseid'ın annesinin kardeşidir. Bütün hükümdarlıklar boyunca komutanlığına devam etmiştir. Darkseid'ın emriyle, Highfather'ın karısı Avia'yı öldürmüş, bunun karşılığında Highfather tarafından öldürülse de Darkseid daha sonra onu yeniden canlandırmıştır. Ayrıca New52 döneminde başlayan Earth-2 serisinin ilk sayısında Darkseid'ın ordularını Dünya'ya getirmiş, Superman'in ölümüne dolaylı sebep olurken, Wonder Woman'ı doğrudan öldürmüştür.
Kalibak; Darkseid'ın oğludur. Tam bir mağara adamıdır. Çok öfkelidir. Özellikle babasının, diğer oğlu Orion'a daha çok değer verdiğini gördükçe çıldırmış ve Orion'u her yerde yok etmeye ant içmiştir. Hatta bir keresinde, Darkseid'ın haberi olmadan Orion'u öldürmeye gitmiş, başarısız olmuş, yaptıklarını bilen Desaad'ı öldürmüş, bunun üzerine sinirlenen Darkseid tarafından cezalandırılarak bir kül yığınına çevrilmiştir. Denir ki Darkseid'ın laneti, Orion'un ihaneti ve Kalibak'ın salaklığıdır.
Yuga Khan; Darkseid'ın babasıdır ve eski tanrılardandır. Apokolips'in ilk hükümdarıdır. Yıllar boyunca Source'a saldırıp gücünü almak için planlar yapmıştır. Sonunda saldırılarının sonucunda Source Wall'a mahkum olmuştur. Zamanında Source Wall'dan kaçabilecek kadar kudretli hale gelip kaçmayı başarsa da, yeniden saldırmış ve sonsuza dek mahkum olarak kalmıştır.
***
*Jack Kirby'nin Fourth World serisi,
*Legends,
*Cosmic Odyssey,
*Final Crisis,
*Green Lantern: Godhead,
*Darkseid War
*Ancak bu külliyatın tamamını görmek için New-52 döneminde başlayan Earth-2 ve World's End serilerini şiddetli bir şekilde öneririm. Bir önceki yaşamın güçleri yazımızda bahsettiğimiz yaşam güçleri ile Female Furies, Darkseid'ın ordusu ve New Genesisli tanrıların savaşını daha detaylı anlatan bu kadar güzel bir seri son zamanlarda başka hiçbir yerde yok.
Bir önceki kozmik DC evreni yazımız için şuraya bakabilirsiniz:
Yorum Gönder