Sinemada Marvel şirketi kendi evrenini oldukça genişletmişken, DC Comics de (Warner Bros. da desek olur) hepimizin bildiği üzere küçük ekranda yıldızlaşan işlere imza attı ve atmaya da devam etmekte. Smallville, Arrow, Young Justice, planlanan Flash dizisi sevmeyenleri olduğu kadar hayranlarının da büyük çoğunlukta olduğu diziler. Eski dönemlerde de Batman, Wonder Woman, Flash dizileriyle DC televizyonda belli bir etkiye sahipti. Bu kadar uzattığımız yeter niye burada olduğumuzu biliyoruz: The Avengers çıktığından beri aşkla şevkle beklediğimiz Agents of S.H.I.E.L.D.
Bölümü henüz izlemeyenler için çok bir şey açıklamaya gerek yok: MARVEL + Joss Whedon + Ajan Coulson. Bu kadarı yeter sanırım. Zira bu çizgiden sonrası ilk bölüm spoilerlarıyla dolacak.
Hepimizin aylardır zaten bildiği gibi Ajan Coulson yaşıyor. Sokaklarda rahat rahat dolaşıp megafonla bağırmasına rağmen Coulson'ın yaşadığını bilen tek kişiler 7. seviyedeki S.H.I.E.L.D. ajanları ama bu küçük hatayı görmezden geliyoruz ve karakterlere odaklanıp hepsi hakkında ilk bölümden öğrendiklerimize odaklanıyoruz.
Ajan Phil Coulson'ı The Avengers filminden hatta daha önce küçük rollerdeki Marvel filmlerinden tanıyoruz. Kendisi ilk bölüm itibariyle diziyi taşıyacak karakter olduğunu belli etti. Bulunduğu konuma rağmen hala çocuksu yanını koruması Coulson'ı en çok sevdiren kısım. The Avengers filmindeki Captain America hayranlığından sonra ilk bölümde karanlıktan çıkıp konuşma fırsatı yakalayınca dayanamayan ama yakalanınca da suçunu itiraf etmesi Coulson'ı bize biraz daha yaklaştırıyor. Hatta dizideki tüm karakterler içinde -ki buna sıradan insanları oynayanlar da dahil- en samimi ve seyirciyle bağ kurabilen tek kişi Ajan Coulson. Ölümden nasıl kurtulduğu ise imalı bir şekilde aktarıldı. Ortalıkta Coulson'ın bir klon olabileceğine dair teoriler aldı başını yürüdü. Tahminimce klondan çok Coulson'ın zihninin/bilincinin aktarıldığı bir robot olabilir. Tabi çok uçuk fikirler bunlar. Basitçe 6 ay boyunca sanal komadaydı da denebilir. Ama ilk sezonun önemli konularından biri olacağı kesin.
Ajan Grant Ward ise ekibin "Spesiyalisti" daha doğrusu saha ajanı desek daha doğru olur ve şundan emin olalım ki ekip içindeki birini başka birine aşık edeceklerse iki taraftan biri Ajan Ward olacak. Umarım böyle bir şeye kalkışmazlar. Ajanımız klasik "vur de vuralım, öl de ölelim" kafasında birisi. Sert görünen ama içinde oldukça yumuşacık birisi olduğunu sorgu sahnesinde öğrendiğimiz bir karakter. Ajan Ward'ı özetleyecek bir şey varsa o da Amerikan dizilerinin bitmek bilmeyen klişe ajan rolünü üstlenen kişi. İlerleyen bölümlerde bu kalıpları kırmasını ummaktayım. Coulson gibi çok yönlü birisinin yanında oldukça tek düze kalmaya mahkum olup parlayamadan sönebilir -ki bu bizim en son isteyeceğimiz şey-.
Ajan Melinda May ekibin ulaşımından sorumlu gibi şu an için, ileride hangi rolleri üstlenebileceğini tam olarak bilmiyoruz. Saha ajanı olmak istemediğini ısrarla söylediği için önümüzdeki bölümlerde saha ajanı olarak görmemiz oldukça muhtemel. Ajan May de yine Grant Ward gibi tek boyutlu bir karakter ne yazık ki. Soğuk, emir veren, gerektiğinde işinde en iyi olan ve tahminen şaşalı arabalara/uçaklara tav olup görev kabul edebilen Asyalı bir karakter. Şu an için sadece "ajan" rolünde, karakterin herhangi bir ekstrası yok pilot bölüm itibariyle. Ama kabul edelim dövüş sahnesi kısa ama gayet güzeldi. Yine ne yazık ki "bir Coulson değil" demek zorundayız.
Jemma Simmons ve Leo Fitz ikilisi ise Melinda May ve Grant Ward'ın aksine karakter gelişimine oldukça müsait iki ajan. Kendileri "ölümüne" nerd karakterler olacaklarının sinyallerini vermekteler. İkilinin arasında gayet iyi bir dinamik var, sürekli heyecanlı olmaları da oyunculuklarını ön planda tutmakta. Diğerleri için oyunculuk konusunda bir şey söylemek yanlış olsa da Fitz ve Simmons için iyi oyunculuklar izleyebiliriz. Bir de birçok teorem söyleyip aslında hiçbir şey demedikleri durumlar (patlama simulasyonundaki gibi) olmazsa daha da güzel olacak.
Ve son karakterimiz Skye. İkinci adı yok. Gerçek adı bilinmiyor. Bilgisayar konusunda uzman ve Ay-Yıldız Tim'i çatlatacak kadar hacker. S.H.I.E.L.D. ve süper güçlülere karşı takıntılı. Ağzı laf yapan, sert erkekleri yumuşatabilen (tehlikeli kelime seçimi ama olsun) bir kadın. Çok boyutluymuş gibi gözükse de ne yazık ki en az Grant Ward ve Melinda May kadar klişe bir karakter. Ayrıca süper kahramanların olduğu bir Dünya'ya inanırım ama seksi hacker kız içeren bir Dünya ya yoktur ya da paralel evrendir. Ciddiyim. Felicity Smoak 1, Skye 2. Neyse, "seksi hacker karakter yaratmayı sizden öğrenecek değiliz" diyen dizi sektörünü kendi haline bırakalım.
Dizi ilk bölümü itibariyle karakterlere yoğunlaşıp hikayeyi biraz daha geri plana atmış. Fragmanlarda gördüğümüzde Luke Cage sandığımız Mike isimli karakter kötü ile iyi arasındaki bir noktada. Belki de S.H.I.E.L.D. gözetimindeki başlayacağı yeni hayatına Luke Cage olarak devam edebilir ama böyle kalması daha iyi gibi. Dizinin kötü karakterlerini de perde aralığından görme şansımız oldu. Gizli bir örgüt extremis katılmış taze köy serumları sokmakta piyasaya. Kim olduklarını sezon finalinde öğreneceğimizi ve HYDRA oldukları yönünde tahmin yapıyorum. Sadece bir tahmin, hiçbir şeye dayanmıyor. Umarız her bölüm farklı bir mutasyonluyla uğraşmazlar. İşin içinde Smallville'in de yapımcısı olan Jeph Loeb var bu sefer de işin içinde. Ah, ihtiyacın olduğunda bir Jonathan Hickman'ı nereden bulabilirsin ki?
Eksiler
- Ekip oldukça tek düze. Farklı konularda uzman olan kişilerden bir araya gelmiş ekipleri çok gördük daha önce: Criminal Minds, CSI, Alphas, Torchwood gibi. Ekibin gelişmesi ve daha homojen bir yapıya kavuşması gerek.
-Karakterler tek boyutlular. Dizinin tüm yükü neredeyse tamamen Ajan Coulson'ın üzerinde.
Artılar
+Ajan Coulson
+Ajan Coulson: Yazıda birçok kez bahsettiğim gibi Ajan Coulson diziyi tek başına sırtlayan kişi ve bunu layıkıyla yerine getirmekte. Dizi sadece onun olduğu sahnelerden bile oluşsa kimsenin şikayet edeceğini sanmıyorum.
+Diyaloglar! Joss Whedon'ın belki de en önemli yönü. Diziyi ileride yazması zor da olsa başlangıçla beraber diğer yazarların izleyeceği yolun da bu olacağını düşünmekteyim. Senaryo ekibinin başında yine Whedon olacaktır muhtemelen. Diziyi en keyifli kılan şey de diyaloglar zaten. The Avengers da klasik bir senaryoya rağmen Whedon'ın diyaloglarıyla harika bir filme dönüşmüştü. S.H.I.E.L.D.'ın izleyeceği yol bu olacaktır büyük ihtimalle.
+"Büyük sorumluluk... bir sürü saçmalık getirir işte" gibi göndermeli tatlı diyaloglar da bulunmakta.
+Son olarak, Nick Fury'nin arabası!
Agents of S.H.I.E.L.D. dizisi ortalama bir pilot bölümle başlamış oldu ancak Ajan Coulson ve Joss Whedon'ın diyaloglarıyla dizi kendini izletmeyi başarıyor ve en azından bir şans verilmeyi hak ediyor. İlerleyen bölümlerde daha da açılacağını düşünerek hepimizin yeni dizisini kutluyorum.
Yorum Gönder