İnceleme: Batman #14 - 15


Yayınlandığı Tarih: 04.01.2017 -  18.01.2017
İçerdiği Sayılar: Batman #14 - Batman #15
Hikaye: Rooftops
Yazar: Tom King
Çizer: Mitch Gerads
Yayıncı: DC Comics

I am Suicide'ın ardından direkt "I am Bane"e geçmedik. Tom King araya iki bölümlük bir geçiş hikayesi sıkıştırmış. Şunu hemen söylemeliyim ki, bu iki bölümlük hikayede aslında Swamp Thing'i görecektik. Yazılıp çizilmiş hatta. Ancak DC, Swamp Thing'in olacağı bu iki bölümlük hikayeyi geri çekerek, birazdan anlatacağım "Rooftops"ı yayımladı.

Peki Swamp Thing geri çekildiyse bu geçiş bölümünde ne anlatıldı? Şaşırmayacağınız üzere, Catwoman'ın cinayetlerinin arka planı var.

Evet, Swamp Thing yok. Catwoman var.

Alt kısımda genel olarak hikayeyi özetleyeceğim, bu iki sayıyı okuyanlar bu kısmı direkt atlayıp, yorum kısmına gidebilirler.


Çatının birinde Catwoman ve Batman'i görüyoruz. Catwoman'ın o gece tutuklanması gerek, anladığınız üzere Batman götürecek. Arkham'a değil de Blackgate'e yatması söz konusu. Ancak Catwoman en azından o gece tutuklanmamak için ısrar ediyor, "Ay aman bu gece bizim olsun, sabah götürüver Basty'cim ya, noluuuğrr" dediğinden mütevellit, Batman de kıyamıyor, sabaha tutuklama kararı alıyor.

Ha bu arada Catwoman 237 kişiyi öldürmemiş. Catwoman "öldürdüm" diyor, Batman'se "Hayır, öldürmedin" diyor.

Daha sonra çok kısa olarak, Clock King, Magpie, Signal Man, Amygdala, Gorilla Boss, Ten - Eyed Man, King Snake, Werewolf, Copperhead, Condiment King, Cavalier, Zebra Man, Film Freak, Mad Monk ve Kite Man gibi eski kötüleri görüyoruz.

Catwoman o sabah tutuklanacağından, Holly Robinson ismiyle kiralanan bir evden "The Victoria Cat" isimli, Gotham Museum of Fine Arts'dan çalınan kediyi, tekrar çalıyorlar. Batman, "Holly Robinson kim?" diye sorduğunda, Catwoman "Ben" diye yanıtlıyor. Bir çatıda kedinin içini açıyorlar ve Catwoman, o sabah gideceğinden, ben gidince tekrar bir yetimhane aç diye Batman'e elmasları veriyor. İşte sonrası romantikli şeyler derken 14. sayı bitiyor.

15. Sayıda anlaşılacağı üzere Catwoman kaçıyor. O kaçınca Batman de Alfred'e Holly'yi araştırmasını söylüyor.

Daha sonra Gordon'un yanına gidiyor ve, Holly Robinson'ın beş yıl önce Wayne House'dan kaçmış biri olduğunu söyleyip ondan yardım istiyor.

Batman Holly Robinson'ı bulup ona Selina'nın nerede olduğunu soruyor. Derken Batsy'ciğimiz çok ucuz bir numarayla dayak yiyor ve Holly kaçıyor. Batman peşinden koşarken baygın düşüyor ve Selina onu eve getiriyor. Bütün 237 kişiyi öldüren kişi oymuş. Selina bunu Alfred'e anlatıyor ve gidiyor. 15. sayı da böylelikle bitiyor.


Açık açık söyleyeyim bu iki sayı benim hayran olduğum sayılar olmadı. Catwoman'ın 237 kişiyi öldürmüş olması fikrini sevmiştim; bu onun karakterizasyonu için iyi bir yoldu. Tom King'in bir şeylere cesaret ettiğini, karakterlere köklü bir değişim verebilen bir yazar olmasının kanıtı gibi görmüştüm ki... Öyle olmadı. İlla ki sevilen karakterler iyi kalmak zorunda mı? Yani yanlış anlaşılmak istemem, Batman'in, Flash'ın ne bileyim Superman gibi esas karakterlerin profilinde değişiklik yapılsın demiyorum. Hatta bunu Selina için de söylemezdim ama işte Tom King'in böyle bir işe kalkışmasını sevmiştim ki, aslında kalkışmamış.

Holly Robinson zaten bildiğimiz bir isimdi, bir zamanlar Catwoman'lık yapmıştı. Selina kediyi çaldıktan sonra "...and instead of two cats, there won't be any" derken Batman'e ipucu bırakıyormuş gibi yapsa da aslında başka bir şeye gönderme vardı: Kilkenny kedisine.

There once were two cats of Kilkenny
Each thought there was one cat too many
So they fought and they fit
And they scratched and they bit
Till (excepting their nails
And the tips of their tails)
Instead of two cats there weren't any!
 Kilkenny kedisi, inatla savaşan, vazgeçmeyip sonuna kadar giden savaşçılar için kullanılıyor. "Kilkenny kedisi gibi savaşmak" deyimi ise yukarıya bıraktığım İrlanda Limerick'inden geliyor. Limerick ise 5 dizeli, genelde esprili bir yapıda olup, sarmal kafiye düzenine sahip bir şiir biçimi asdfghjk Neyse, bunu burada bırakıp sizi Google ile baş başa bırakıyorum.

Hikayemize dönelim, Tom King bu iki sayıda, Batman ve Catwoman dinamiğini de ortaya koyuyor aynı zamanda. Bu ikisinin ilişkisinin DC evreninde aslında en güçlü ilişkilerden biri olduğunu gösteriyor. Diğer yandan da Catwoman'ın ismini tekrar temize çıkarıyor tabii ki.

Pek çok eski karakteri gördük. Hatta tamı tamına on beş tane eski kötü cameosu vardı. Bunun hoş bir detay olduğunu söylemeliyim. Neden? Çünkü Tom King yazarlığa ilk başladığı zaman (ki kendisi eski bir CIA çalışanı olduğundan, aksiyonu nasıl yöneteceğini bence iyi biliyor) kendisinin, kendinden önceki yazarlara ve animasyonlara bağlı kalmak istediğini söylemişti. Bu eski villainlerin gösterilmesi de bence boşuna değil, bence Tom King kendi kafasındaki "sürerliliği" ortaya koyuyor.

Sürerlilik demişken, 15. sayı dolayısıyla, Tom King okuyucunun kendi kafasındaki zaman çizgisini oluşturmasına izin veriyor. Nasıl yani? Mutlaka fark etmişsinizdir, Batman ve Catwoman nasıl tanıştıklarını konuşurken, aslında aynı şeyi hatırlamadıklarını fark ediyoruz. Batman, 1940'ın Batman #1'ini hatırlarken Catwoman ise Batman: Year One'ı hatırlıyor.

Batman #15

Batman #1 (1940)

Batman: Year One (1987)

Bu çok, çok mantıklı bir hareket. Yani okuyucu istediği zaman çizgisini kabul edebilir. Bu benim için neden önemli? Çevremdeki çizgi roman okurlarında bir şey fark ettim; herkesin kafasındaki Batman (ya da diğer karakterler) aynı değil. Herkes kahramanına kendi kafasında bir evren kurmuş oluyor. Tom King de böyle düşünmüş olacak ki, bu konuda bizi özgür kılmış.

Ha, buna çok kafayı takacak biriyseniz, kesin bir çizgi istiyorsanız, bu kafa karışıklığını Rebirth'ün başlangıcında öğrendiğimiz şeye bağlayabiliriz: Barry timeline'ı yerine koymaya çalışırken "birileri" buna engel olmuştu. Hiç olmadı buna bağlayıverin efenim, kim bilecek? ^^

Sonuç olarak kurgu açısından pek hoşlanmasam da, diğer noktalarını gayet beğendiğim bir iki sayı oldu. Geçişi sağlamak için yazılan iki sayı olduğundan, sanırım Tom King de bunu çok umursamamış ve bize düşünecek başka şeyler bırakmış. Tabii bu yine de -benim için- ortalama iki sayıdan fazlası olmasına pek de izin vermiyor. Ha, adamın hakkını vereyim, çok iyi gönderme yapıyor. I am Suicide'da mesela, en başta Bane Psycho-Pirate'la konuştuğu sırada, ana rahmine geri dönmek istemesine, yine çıplaklığıyla gücünü temsil etmesi falan, aman işte Freud'a iyi gönderme yapmıştı. Ya da ben çok teori kasıyorum artık. :(

Puan: 6.5 / 10

Giderayak notu: Kimse şurada çizilmiş beş el olduğunu söylememiş mi ya? (asdfgkdcgdgcıdg) Batman #14'ün varyant kapağı kendisi.





Yorum Gönder

[disqus]

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget