İçerdiği Sayı: Trinity #4
Hikaye: Better Together Part Four: Nothing is Real
Yazar: Francis Manapul
Çizer: Emanuela Luppachino
Yayıncı: DC Comics[/update]
Rebirth'ün en güzel serilerinden Trinity'nin geçtiğimiz sayılarında Poison Ivy ve işbirliği yaptığı birisi, Black Mercy isminde, ideal dünyayı rüyada görmeyi sağlayan bir bitkiyi Batman, Superman ve Wonder Woman'a bağlamıştı. Sırasıyla Superman'in çocukluğunu ve babasıyla geçirdiği zamanları gördük, sonra Batman'in ailesinin ölümünden sonra girdiği bunalımı izledik. Ancak bir şeylerin yanlış olduğunu üçlü anlamıştı ve çözmeye niyetlenmişlerdi. Bu sırada çiftlikte bir şeylerin ters gittiğini anlayan Lois, arabasıyla üçlünün hapsolduğu ahıra dalıp Poison Ivy'e durmasını emretmişti.
Görüş
Önceki sayı incelemesinde de söylemiştim, Trinity şu ana kadar üçlümüzün çocukluklarında yaşadıkları trajedilere yeniden bakmalarını, onlarla barışmalarını anlatıyordu. İlk sayıda Clark, en büyük korkusu, hüsranı, babasının ölümünü kısaca gördü ve sonrasında babası öldüğünde onun yanında olmamayı kendisine yük etmekten vazgeçti. Bruce ailesinin ölümünden, sonradan yaşanan tüm ölümlerden kendisini sorumlu tutuyordu, kendisiyle barıştı, onları yük olmaktan çıkardı. Bu sayıda da Diana, zamanında terk ettiği Amazon adasına dair bir korku içindeydi, o terk etme anına dair suçluluk duyuyordu ancak nihayetinde o da kendisiyle barıştı ve bunu yük olmaktan çıkardı.
Tüm bunlar olup biterken, Superman olayları olumlu bir şekilde yorup biraz daha aydınlık katarken, Batman her yaşadıkları yeni şeyde diğer ikisine bunun tamamen sahte olduğunu sık sık hatırlatıyordu. Diana ise doğrucuydu, doğru bulduğu şeyleri savundu. Superman ve Batman'in kalmaya hak kazanmalarına rağmen gönderilmelerine karşı çıktı. Kısacası sadece tek bir sayıyla üç karakterin de asıl karakter özelliklerini bu kadar sade ve öz bir şekilde anlatmak bir başarı. Superman umut, Batman şüphe, Wonder Woman doğruluk demek nihayetinde.
Batman ve Superman'de olduğu gibi Diana'nın da duygusal yanına daha çok ağırlık vereceklerini düşünmüştüm ama artık biraz daha hikayeyi bağlama noktasında olduğumuz için bunu çok göremedik. Mongul'la karşılaşma kısmını 5. sayıya alsalar, bu sayıyı tamamen Wonder Woman'ın korkularına, hüsranlarına ayırsalar daha iyi olurdu diye düşünmekteyim. Biraz aceleye geldi sanki. Biraz üzdü bu yüzden. Tabii bunun bir diğer sebebi de Diana'nın adayı terk etmesi, daha yeni Greg Rucka'nın Wonder Woman'ında işlendi. Tekrara boğmak istememiş olabilirler. Ayrıca buradan yeniden belirteyim, Rucka'nın Wonder Woman orijin hikayesini hiç ama hiç sevmedim.
Poison Ivy'nin, Jon'u kurtarması hoş bir detaydı. Rüyadaki ortağının da Mongul olduğunu öğrendik. Zaten Black Mercy varken Mongul'u tahminler arasına almamak olmazdı. Hem Black Mercy hem de Mongul için, Alan Moore'un yazdığı For a Man Who Has Everything'i öneririm. Sayının çizimleri yine güzeldi ancak insan Manapul'un çizimlerinin tadını aldıktan sonra daha fazlasını istiyor. Ondan sonra gelen, bu sayıda olmayan Clay Mann de hoş bir dokunuş bırakmıştı. Önümüzdeki iki sayı Manapul, 7. sayıda da Mann geri dönecek. Trinity hoş bir dergi olmaya keyifle devam ediyor.
8.0
Sizin sayıya verdiğiniz puan kaç?
Yorum Gönder