İnceleme: Superman #14


[update title="Künye" icon="info-circle"]Yayınlandığı Tarih: 4.01.2017
İçerdiği Sayı: Superman #14
Hikaye: Multiplicity Part One
Yazar: Peter Tomasi
Çizer: Ivan Reis
Yayıncı: DC Comics[/update]
Normalde bu hafta Batman ana dergisi de çıkmıştı ve Superman dergisini incelemeyi en son 6. sayısında, ilk hikayesinin sonunda bırakmıştık. Bir müddettir Batman incelediğimiz için Batman ailesinin, ilk hikayelerinin sonunda dinlenmeye geçmeleri gerektiğini düşündük ve bu sayıyla birlikte yeni bir hikayeye başlayacak olan Superman dergisine döndük. Superman'in geçtiğimiz sayılarında baba ve oğul ilişkilerini geliştiren Jon ve Clark, en son, Frankenstein ve gelini ile karşılaşmış, onlara bir vakada yardımcı olmuşlardı. Lois, Planet'teki işine dönmüş, Jon, komşu kızla anlaşmaya başlamıştı.

[error title="Spoiler Bölgesi" icon="exclamation-circle"] Clark, bir yolda arabasıyla giderken aniden yoluna birisi çıkıyor ve arabadan fırladığında bunun Red Son serisindeki Superman olduğunu öğreniyoruz. Peşinde kendilerine Gatherer diyen bir örgütün olduğunu söyler söylemez örgütün canavarları geliyor ve ikiliye saldırıyor. İkili karşı koyuyorlar ama canavarlar, aradıkları kişinin Kenan Kong olduğunu söylüyorlar ve daha sonra gidiyorlar. Superman, Red Son Superman ile konuşmaya çalışırken bir portal açılıyor ve Dünya 23'ün siyahi Superman'i gelip, yanındaki diğer evrenlerin Justice League üyeleriyle birlikte bu örgütü durdurmaya çalıştığını söylüyor. O sırada Gatherers Kenan Kong'a saldırıyorlar ve bir mücadele sonrası onu yakalıyorlar. Örgütün, Multiverse içinde takibinin imkansız olduğunu öğreniyoruz ve karargahlarına gidiyoruz. Burada birçok evrenden Superman'in hapsedildiğini görüyoruz. Kafeslerden birisinde Earth C'nin Superman'i, Captain Carrot var. Yakalanıyor ve bir deneye tabii tutuluyor. Deneyin sonundaysa sıradan, zararsız bir tavşana dönüşüyor ve sayı bitiyor. [/error]


Görüş


Grant Morrison'un yazdığı Multiversity'nin bir yerlerde unutulmadığını görmek çok güzel. Tomasi, hikayenin büyük bir kısmını anlatmaktan geri durmuyor. Gatherers ve Earth 23'nin Superman'i, Morrison'un eserleriydi, Red Son ise bildiğiniz gibi Mark Millar'ın serisinin meyvesiydi. Superman'in bütün külliyatının bu şekilde gözümüzün önüne serilmesi pek güzel. Düşünün, alakasız, saçma sapan bir karakter olan Captain Carrot bile var. Kendisini en son Convergence The Flash serisinden hatırlıyorum, orada sadece bahsi geçmişti. Ekibindeki Fast Back anlatmıştı ekiplerini. Bu yüzden Superman'i bir bütün olarak kucaklayan Peter Tomasi'nin çok güzel bir işe giriştiğini düşünmekteyim.


Gatherers ve Supermanler arasındaki kavgadaki diyaloglar da güzeldi ve eğlendirmesini bildi. Bu serinin yaptığı en iyi şeylerden birisi, bir Superman çizgi romanı okuturken, karaktere sıcak kalmanızı sağlamak. Ancak hikayeyle ilgili tek bir şikayet yapacak olursam o da çok klasik bir hikaye üzerine temellendirilmiş olması. Kozmik ve evrenler arasındaki bir güç, dünyanın en güçlü kahramanlarına karşı geliyorlar, yenilmeleri imkansız (Multiverse içine girdiklerinde takip edilememeleri gibi) ve sonunda imkansızın başarılıp, kötülerin yenilmesi. Bu yüzden bu düşüncenin çok da doğru çıkmamasını, daha orijinal bir doğrultuda ilerlemesini bütün kalbimle istiyorum.

Patrick Gleason'ın çizimlerini bu seride çok beğensem de bu sayıda kendisinin yerine Ivan Reis ve Joe Prado vardı. Çizimleri hiçbir şekilde Gleason'ı aratmadı. Hatta Supermanlerin, Gatherers'a karşı savaştıkları anı çok güzel resmettiklerini söylemek mümkün. Özellikle Red Son Superman'in, gözlerinden ısı bakışını fırlatmak üzere olduğu kare kesinlikle tüyler ürperticiydi.

Genel olarak Multiplicity hikayesi güzel başladı. Bütün Supermanlerin birlikte çalışıp kozmik bir güce karşı savaşmaları fikri, ihtiyacımızın olduğunu bilmediğimiz güzel bir fikir. Sıradaki sayıyı hevesle bekliyoruz!
7.5
GÜZEL

Sizin sayıya verdiğiniz puan kaç?

Yorum Gönder

[disqus]

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget