[update title="Künye" icon="info-circle"] Civil War II
Çizgi Romanın Adı:
Yayınlandığı Tarih: 01.06.2016
İçerdiği Sayı: Civil War II #1
Yazar: Brian Michael Bendis
Çizer: David Marquez
Yayıncı: Marvel [/update]
Marvel'ın bu seneki en büyük olayı, Civil War II'ya normalde 2 hafta önce 0. sayı ile başlamıştık. Aslına bakarsanız o sayı biraz daha her şeyin en başlangıcını, tarafların temel düşüncelerini anlatsa da ana olaya giriş niteliği taşımıyordu pek. Resmi olarak "event"e bu sayı ile başlıyoruz. Ancak önceki sayıyı merak edenler de aşağıdaki butona tıklayarak 0. sayının hikayesiyle beraber değerlendirmesine ulaşabilir.
HİKAYE
Sayının en başında, önceki sayıda güçlerini ilk defa keşfeden Ulysses'i bir ormanda koşarken görüyoruz, yere düştüğü anda arkasında bir grup beliriyor ve "Bizler Inhuman'ız, yardım etmeye geldik." diyerek el uzatıyorlar.
Daha sonra kendimizi New York'ta buluyoruz. All-New All-Different Avengers üyeleri (Miles Morales, Iron Man, Sam Wilson, Ms. Marvel, Nova) birlikte, bir Celestial varlığa karşı savaşıyorlar ve sağlam dayak yemiş durumdalar. Ekip, ne yapacaklarını konuşurken bir patlama sesi geliyor ve dişi Thor'umuz, Jane Foster sahneye teşrif ediyor, peşinde de bir dünya süper kahramanı getirerek.
Gelen kahramanların içindeki büyücüler, Doctor Strange'in etrafında toplanıyor ve Celestial'ı ortadan kaldırmak için birlikte bir büyü yapıyorlar. Bu esnada da tüm kahramanlara Iron Man ve Captain Marvel önderlik ediyor. Celestial'ın bedeni yok ediliyor ve geldiği boyuta geri gönderiliyor, boyutlar arasındaki geçit kapatılıyor. Herkes iyi olduğunu belirtirken Captain Marvel ve Iron Man, içkileri kimin ısmarlayacağına dair küçük bir atışma yapıyorlar.
Ertesi akşam Stark Tower'da yapılan kutlamaya bütün kahramanlar katılıyor ve Iron Man ile Captain Marvel, Celestial varlığın ne zaman ve nereye geleceğini haber verdikleri için Inhumanlara teşekkür edip milletin içine karışıyorlar. Tony, Rhodes'un yanına gidiyor ufak bir muhabbet için, Captain Marvel'sa She-Hulk Jennifer'ın yanına gidip yaptığı küçük konuşmada, Jennifer'ın "Inhumanlar onu nasıl bildi?" sorusunu, Medusa'ya sormaya karar veriyor. Medusa, Tony, Carol ve diğerlerini arka odaya götürüyor ve onlara Ulysses'i tanıtıyor. Ulysses, yaşanacak olayları önceden gördüğünü söyleyince Tony, genç Jean Grey'i odaya getirip bir sorgulama yapmanın iyi bir fikir olacağını düşünüyor.
Jean, Ulysses'in zihnine girip gördüğü şeyleri herkese göstermeye niyetleniyor ama hiçbir şey çıkmıyor. Ulysses'in zihninin kapalı bir kutu olduğu ortaya çıkıyor ve işte burada Captain Marvel ortaya çıkıp, Ulysses'e yeteneklerini kullanması için kendisinin Ultimates ekibine katılmasını öneriyor. Önceki sayıda Carol, Ultimates ekibi için, olayları mümkün olduğunca erkenden engellemeye çalışan bir ekip demişti. Ancak Carol'un teklifi anında Tony tarafından kesiliyor ve daha kim olduğunu bile bilmeden nasıl güvenebileceğini soruyor. Steve sorunun ne olduğunu sorunca da ona "Seninle ahlak tartışmasına girmeyeceğim, Steve. Onun iyi bitmediğini biliyoruz." diyor.
Daha sonra Ulysses'e neler yaşadığını soruyorlar. O da sürekli görüntüler gördüğünü ve hatta onları yaşadığını, ne yapacağını bilemediğini ama Inhumanların onu himayelerine alıp yardımcı olduklarını anlatıyor. Karnak sayesinde de olayları tam olarak nasıl görebileceğini öğrendiğini anlatıyor. Buna karşılık Tony "Tamam, mesela Hulk'un Ultron'la seviştiğini ve doğan bebeğin Hitler'in reenkarnasyonu olduğunu gördüğünü söylesen, yapmadığı ve olacağından emin olmadığımız bir şey için Hulk'u içeri mi atalım?" diyor. Carol "Sen fütürist değil miydin?" diyor ve fütürizmin ne olduğuna dair küçük bir konuşmadan sonra Tony odayı terk ediyor.
Neler olduğunu anlayamayan Tony, öfkeyle Carol'ın ismini bağırıyor. Girdiği odada, Carol'un ağır yaralar almış vaziyette, komadaki She-Hulk'un yanında oturuyor. Tony ne olduğunu soruyor. Carol da Thanos'un saldırısı olduğunu söylüyor. Tony, Thanos'un dünyada olmadığını söyleyince, Carol "Thanos, dünyada bir kozmik küp olduğunu düşünüyordu ve geleceği yeri biliyorduk. Pusu kurduk" diyor. "Nereden biliyordunuz?" sorusu ise cevapsız kalıyor.
Carol, Inhuman deyince de Tony, en yakın arkadaşını öldürdüğünü, bunu Carol'ın kendisi öldürmüş gibi gördüğünü söylüyor. Tartışmanın ardından Tony, Thanos'un tutulduğu hücreye giderken, Jennifer gözünü açıyor ve Carol'un elinden tutarak "Bu bizim geleceğimiz, onun değil, savaş bunun için" diyor. Ve Jennifer ruhunu teslim ederken sayıyı bitiriyoruz.
DEĞERLENDİRME
Pekala, olaylar hiç beklemediğimiz bir şekilde ilerledi. Muhtemelen Rhodes ve Jenny'nin öleceğini tahmin etmiyorduk. Yani Bendis daha önce bir kahramanın başka bir kahramanı öldüreceğini söylemişti ama bu kadar çok ölüm beklemiyorduk. Serinin ilerleyen sayılarında da birkaç ölü kahramanla karşılaşma ihtimalimiz yüksek.
Şimdi, hikayenin genel konusunu anladık artık. Zaten biliyorduk ama gerekçelerini de öğrendik tarafların. Iron Man, "ne idüğü belirsiz, serserilere mi güveneceğiz" derken Carol, "gerekirse babamı bile satarım güvenirim" şeklinde karşılık veriyor. Ancak sorun şurada ki, tartıştıkları konu gerçekten de taraf seçme konusunda bizi çok arada bırakıyor zira okurken kafanızda sürekli "yahu bir masaya oturun adam akıllı şu konuyu konuşun" düşüncesi dönüyor. Herkes bütün kararları ayak üstü birkaç dakikalık tartışmayla alıyor. O tartışmadan bahsedeceğiz ama sırasıyla gidelim.
Sayının başlangıcını sıkıntı olmadan bütün kahramanların ne kadar da kardeşçe yaşadığını, birlik ve beraberliğin ne kadar önemli olduğunu vurgulayan bir dünya olaya bakarak girişi yapıyoruz. Önce Inhumanların, zordaki bir üyelerini içlerine aldıklarını görüyoruz, sonra Avengers'ın, Celestial'a karşı savaşında "bu yolda ölmek de yaşamak da ekip işidir, evlat" düsturunu gözümüze sokarak anlatıyor Bendis. Daha sonra da "Bak bizim her zaman arkamızı kollayan dostlarımız var" cümlesi eşliğinde Marvel evreninin tüm kahramanlarını görüyoruz. Bunlar yetmezmiş gibi, "Parti de yaparız, kariyer de" mottosunda, bütün kahramanların birlikte ne kadar mutlu olduğunu gördüğümüz bir after party izliyoruz. Anladık. Gerçekten anladık. Yani, tamam kahramanlar birbirleriyle kenetlenmişler ve bu Civil War olayının en çok dostlukları yıkacağının vurgulanmasını sayının ilk çeyreğinde yüzümüze vura vura okuduk. Cidden bu kadar dostluk-kardeşlik temasının vurgulanması bıktırdı bir noktadan sonra.
Ve sonra tartışmanın yapıldığı sahneye geliyoruz. Şimdi, Tony'nin oldukça haklı nedenleri var. Adam diyor ki "biz bu arkadaş her görüde bulunduğu zaman hödük gibi atlayalım mı?" Kaldı ki bu Ulysses isimli arkadaşa dair en ufak bir bilgileri bile yok. Araştırmaları imkansız. Odadaki herkes neden Tony'e "aman bu da bir şey bilse" tarzında yaklaşıyor ki? Ya da "Abartıyorsun" muamelesi çekiyor? Sonuçta siz yıllar boyunca bir dünya savaşın içine girdiniz, onca şey yaşadınız, her şeyin mümkün olduğunu bilmiyor musunuz? Sadece suçlu diğerleri değil, Tony'nin verdiği tepkiler de çok saçma. Gerçekten oturup konuşulabilecek bir konu varken, özellikle de bu derecede önemli bir konu varken ne diye çıkıp gidiyorsun "ne haliniz varsa görün" diyerek? Daha az önceki sayfalarda herkesin nasıl da birbirlerine kenetlendiğini anlatan konuşmalar yapıyordun? Başka bir yerde bu sayıdan sonra şöyle bir yorum görmüştüm, paylaşmadan edemeyeceğim: "Marvel süper kahramanlarının gerçek düşmanı: iletişim."
Sonra da Thanos'la kapışma olayı oluyor ve Jennifer ile Rhodes'u kaybediyoruz. Tony'nin Rhodey'i kaybettikten sonra yıkılması, "En iyi arkadaşım öldü" diyerek ortalığı yakıp yıkması mantıklıydı, hak verebiliyorsunuz, ancak gelin görün ki bu siniri gidip Captain Marvel'dan "size böyle bir şey olacağını söylemiştim" diyerek çıkarmanın ne anlamı var? Siz Avengers'sınız yahu, sizin sıradan bir görev gününüz zaten bu riski taşıyor. Herhangi bir zamanda, herhangi bir kötüye karşı savaşırken ölme riskiniz hep var. Zaten Thanos'la neden mücadeleye girdiklerini öğreniyoruz akabinde. Thanos, dünyada bir kozmik küp olduğunu düşünüp, dünyaya gelecekmiş, bu yüzden ondan önce davranmışlar. Şimdi bir düşünün arkadaşlar, Thanos dünyaya geldi ve kozmik küp bulamadı, ne yapacak? "Ummm, çok affedersiniz, bir küp vardı, onu arıyordum, burada değilmiş, hay allah, neyse siz keyfinizi bölmeyin, ben bir taksi çağırır giderim." mi diyecekti? Kaldı ki Standoff serisinde öğrendiğimiz kadarıyla dünyada da kozmik küp var! Thanos'un küpü alıp mevzu çıkarmaması gibi bir olasılık var mı sizce? Yani demeye çalıştığım, her halükarda böyle bir karşılaşma olacaktı ve Rhodey ile Jennifer'ın o karşılaşmada ölme ihtimalleri aynıydı. Üstelik bu kurdukları pusuda, sürpriz avantajları da vardı.
Ayrıca belirtelim, son dönemde Captain Marvel ve Rhodey aşk yaşıyorlardı, Carol, Tony'e "onu seven tek kişi sen değilsin" diye çemkirdiğinde kast ettiği de buydu. Şimdi bu hikayede Rhodey'nin öldürüldüğünü de görünce ikili arasındaki ilişkinin sadece Tony-Carol arasındaki gerilime bir boyut daha katmasından başka bir amaç olmadığını düşünüyorum. Civil War filminde kayıt yasasından çok Bucky'nin ön planda olması gibi. Tabii 0. sayıda Rhodey'nin ABD başkanı tarafından "sıradaki başkan sen olmalısın" gazının ardından, hükumet de Captain Marvel ve şürekasının peşine düşebilir Tony'nin yanı sıra.
Ve son kısım, Jennifer'ın gözlerini kapatırken Captain Marvel'a "bu bizim geleceğimiz, onun için savaş, ona bırakma" demesine değineceğim. Biz geçtiğimiz haftalarda çıkan 0. sayıda Jennifer Walters'ın, bir mahkemede Jester'ı "işlemediği bir suç yüzünden onu yargılayamazsınız" diye savunup Jester içeride şişlenince de "ama daha bir şey yapmamıştı bile" diyerek üzüldüğünü görmüştük. Ama bu sayıda ne oldu da tamamen taraf değiştirdi ve bu "Minority Report" meselesinin destekçisi haline geldi? Buna gerçekten bir açıklama gelir diye bekliyorum, aksi taktirde bu, Captain Marvel'ın motivasyonlarından birisi değil, Bendis'in kendi yazdığı sayıyı unutması diye düşüneceğim.
Bu kadar gömdük ama iyi bir şey yok mu? Tabii ki var. Çizimler, bu sayıyı tek başlarına kurtarmayı başarabiliyor. Büyük yaratıcılık örnekleri ya da sıra dışı paneller görmüyoruz ama Marquez, karakterlerin duygularını, yüzlerinde o kadar iyi yansıtmış ki, ne söylediklerine bile bakmadan bütün hissiyatı alabiliyorsunuz. Özellikle Tony'nin ve Cap'in birbirleriyle tartıştıkları son sahne görsel olarak harika bir anlatıma sahipken, ilk sahnelerdeki Celestial sayfası da bir o kadar hayran ediciydi.
Ancak hikaye hakkında yeterince olumlu şey söyleyemeyeceğim. Sadece heyecanlı gittiğini, serinin devamını merak ettirdiğini ve hikayenin devamının nereye dokunacağını bilememenin verdiği hazzı veriyor, daha fazlasını değil. Yine de kötü bir hikaye değil, tabii ki de okunası ancak en azından benim beklediğim hikaye bu değildi.
Bu incelemede biraz farklı bir şey yapacağım. Belki internette gezinirken görmüşsünüzdür, 4chan'de birileri, Brian Michael Bendis'in yıllardır yaptığı şeyleri, klişelerini Bingo formatına getirmiş. Ben de çizimlere ve hikayeye ayrı puan verip tutan her klişede, hikayenin puanını 0.2 puan düşüreceğim. (Cinema Sins kanalı gibi). Sayının puanını da çizim/hikayenin ortalama puanı belirleyecek.
Hikayenin şu anki haliyle puanına 6.0 diyorum. Çizimleriyse 8.5 puanı hak ediyor. Şimdi de günah çıkarma zamanı!
Birisi ölüyor (B4): (-0.2) + (-0.2)
Karakterler, karakterlerinin dışında davranıyor (I1): -0.2
Bendis'in boş konuşmaları (N3): -0.2
Bendis'in yarattığı karakterin önemli olması (N4): -0.2
MCU Referansı (Bir sayfa süren Fütürist muhabbeti) (B5): -0.2
İlk Civil War'a gönderme (N1): -0.2
Hikaye Puanı: 6.0-1.4= 4.6
Çizim Puanı: 8.5
Sayının Puanı: 6.55
Şimdi, hikayenin genel konusunu anladık artık. Zaten biliyorduk ama gerekçelerini de öğrendik tarafların. Iron Man, "ne idüğü belirsiz, serserilere mi güveneceğiz" derken Carol, "gerekirse babamı bile satarım güvenirim" şeklinde karşılık veriyor. Ancak sorun şurada ki, tartıştıkları konu gerçekten de taraf seçme konusunda bizi çok arada bırakıyor zira okurken kafanızda sürekli "yahu bir masaya oturun adam akıllı şu konuyu konuşun" düşüncesi dönüyor. Herkes bütün kararları ayak üstü birkaç dakikalık tartışmayla alıyor. O tartışmadan bahsedeceğiz ama sırasıyla gidelim.
Sayının başlangıcını sıkıntı olmadan bütün kahramanların ne kadar da kardeşçe yaşadığını, birlik ve beraberliğin ne kadar önemli olduğunu vurgulayan bir dünya olaya bakarak girişi yapıyoruz. Önce Inhumanların, zordaki bir üyelerini içlerine aldıklarını görüyoruz, sonra Avengers'ın, Celestial'a karşı savaşında "bu yolda ölmek de yaşamak da ekip işidir, evlat" düsturunu gözümüze sokarak anlatıyor Bendis. Daha sonra da "Bak bizim her zaman arkamızı kollayan dostlarımız var" cümlesi eşliğinde Marvel evreninin tüm kahramanlarını görüyoruz. Bunlar yetmezmiş gibi, "Parti de yaparız, kariyer de" mottosunda, bütün kahramanların birlikte ne kadar mutlu olduğunu gördüğümüz bir after party izliyoruz. Anladık. Gerçekten anladık. Yani, tamam kahramanlar birbirleriyle kenetlenmişler ve bu Civil War olayının en çok dostlukları yıkacağının vurgulanmasını sayının ilk çeyreğinde yüzümüze vura vura okuduk. Cidden bu kadar dostluk-kardeşlik temasının vurgulanması bıktırdı bir noktadan sonra.
Ve sonra tartışmanın yapıldığı sahneye geliyoruz. Şimdi, Tony'nin oldukça haklı nedenleri var. Adam diyor ki "biz bu arkadaş her görüde bulunduğu zaman hödük gibi atlayalım mı?" Kaldı ki bu Ulysses isimli arkadaşa dair en ufak bir bilgileri bile yok. Araştırmaları imkansız. Odadaki herkes neden Tony'e "aman bu da bir şey bilse" tarzında yaklaşıyor ki? Ya da "Abartıyorsun" muamelesi çekiyor? Sonuçta siz yıllar boyunca bir dünya savaşın içine girdiniz, onca şey yaşadınız, her şeyin mümkün olduğunu bilmiyor musunuz? Sadece suçlu diğerleri değil, Tony'nin verdiği tepkiler de çok saçma. Gerçekten oturup konuşulabilecek bir konu varken, özellikle de bu derecede önemli bir konu varken ne diye çıkıp gidiyorsun "ne haliniz varsa görün" diyerek? Daha az önceki sayfalarda herkesin nasıl da birbirlerine kenetlendiğini anlatan konuşmalar yapıyordun? Başka bir yerde bu sayıdan sonra şöyle bir yorum görmüştüm, paylaşmadan edemeyeceğim: "Marvel süper kahramanlarının gerçek düşmanı: iletişim."
Sonra da Thanos'la kapışma olayı oluyor ve Jennifer ile Rhodes'u kaybediyoruz. Tony'nin Rhodey'i kaybettikten sonra yıkılması, "En iyi arkadaşım öldü" diyerek ortalığı yakıp yıkması mantıklıydı, hak verebiliyorsunuz, ancak gelin görün ki bu siniri gidip Captain Marvel'dan "size böyle bir şey olacağını söylemiştim" diyerek çıkarmanın ne anlamı var? Siz Avengers'sınız yahu, sizin sıradan bir görev gününüz zaten bu riski taşıyor. Herhangi bir zamanda, herhangi bir kötüye karşı savaşırken ölme riskiniz hep var. Zaten Thanos'la neden mücadeleye girdiklerini öğreniyoruz akabinde. Thanos, dünyada bir kozmik küp olduğunu düşünüp, dünyaya gelecekmiş, bu yüzden ondan önce davranmışlar. Şimdi bir düşünün arkadaşlar, Thanos dünyaya geldi ve kozmik küp bulamadı, ne yapacak? "Ummm, çok affedersiniz, bir küp vardı, onu arıyordum, burada değilmiş, hay allah, neyse siz keyfinizi bölmeyin, ben bir taksi çağırır giderim." mi diyecekti? Kaldı ki Standoff serisinde öğrendiğimiz kadarıyla dünyada da kozmik küp var! Thanos'un küpü alıp mevzu çıkarmaması gibi bir olasılık var mı sizce? Yani demeye çalıştığım, her halükarda böyle bir karşılaşma olacaktı ve Rhodey ile Jennifer'ın o karşılaşmada ölme ihtimalleri aynıydı. Üstelik bu kurdukları pusuda, sürpriz avantajları da vardı.
Ayrıca belirtelim, son dönemde Captain Marvel ve Rhodey aşk yaşıyorlardı, Carol, Tony'e "onu seven tek kişi sen değilsin" diye çemkirdiğinde kast ettiği de buydu. Şimdi bu hikayede Rhodey'nin öldürüldüğünü de görünce ikili arasındaki ilişkinin sadece Tony-Carol arasındaki gerilime bir boyut daha katmasından başka bir amaç olmadığını düşünüyorum. Civil War filminde kayıt yasasından çok Bucky'nin ön planda olması gibi. Tabii 0. sayıda Rhodey'nin ABD başkanı tarafından "sıradaki başkan sen olmalısın" gazının ardından, hükumet de Captain Marvel ve şürekasının peşine düşebilir Tony'nin yanı sıra.
Ve son kısım, Jennifer'ın gözlerini kapatırken Captain Marvel'a "bu bizim geleceğimiz, onun için savaş, ona bırakma" demesine değineceğim. Biz geçtiğimiz haftalarda çıkan 0. sayıda Jennifer Walters'ın, bir mahkemede Jester'ı "işlemediği bir suç yüzünden onu yargılayamazsınız" diye savunup Jester içeride şişlenince de "ama daha bir şey yapmamıştı bile" diyerek üzüldüğünü görmüştük. Ama bu sayıda ne oldu da tamamen taraf değiştirdi ve bu "Minority Report" meselesinin destekçisi haline geldi? Buna gerçekten bir açıklama gelir diye bekliyorum, aksi taktirde bu, Captain Marvel'ın motivasyonlarından birisi değil, Bendis'in kendi yazdığı sayıyı unutması diye düşüneceğim.
Bu kadar gömdük ama iyi bir şey yok mu? Tabii ki var. Çizimler, bu sayıyı tek başlarına kurtarmayı başarabiliyor. Büyük yaratıcılık örnekleri ya da sıra dışı paneller görmüyoruz ama Marquez, karakterlerin duygularını, yüzlerinde o kadar iyi yansıtmış ki, ne söylediklerine bile bakmadan bütün hissiyatı alabiliyorsunuz. Özellikle Tony'nin ve Cap'in birbirleriyle tartıştıkları son sahne görsel olarak harika bir anlatıma sahipken, ilk sahnelerdeki Celestial sayfası da bir o kadar hayran ediciydi.
Ancak hikaye hakkında yeterince olumlu şey söyleyemeyeceğim. Sadece heyecanlı gittiğini, serinin devamını merak ettirdiğini ve hikayenin devamının nereye dokunacağını bilememenin verdiği hazzı veriyor, daha fazlasını değil. Yine de kötü bir hikaye değil, tabii ki de okunası ancak en azından benim beklediğim hikaye bu değildi.
Bu incelemede biraz farklı bir şey yapacağım. Belki internette gezinirken görmüşsünüzdür, 4chan'de birileri, Brian Michael Bendis'in yıllardır yaptığı şeyleri, klişelerini Bingo formatına getirmiş. Ben de çizimlere ve hikayeye ayrı puan verip tutan her klişede, hikayenin puanını 0.2 puan düşüreceğim. (Cinema Sins kanalı gibi). Sayının puanını da çizim/hikayenin ortalama puanı belirleyecek.
Hikayenin şu anki haliyle puanına 6.0 diyorum. Çizimleriyse 8.5 puanı hak ediyor. Şimdi de günah çıkarma zamanı!
Birisi ölüyor (B4): (-0.2) + (-0.2)
Karakterler, karakterlerinin dışında davranıyor (I1): -0.2
Bendis'in boş konuşmaları (N3): -0.2
Bendis'in yarattığı karakterin önemli olması (N4): -0.2
MCU Referansı (Bir sayfa süren Fütürist muhabbeti) (B5): -0.2
İlk Civil War'a gönderme (N1): -0.2
Hikaye Puanı: 6.0-1.4= 4.6
Çizim Puanı: 8.5
Sayının Puanı: 6.55
Sonuç
Civil War II, 1. sayısıyla bize beklediğimiz kadar iyi bir başlangıç yapamıyor. Konunun, herhangi bir tarafı seçmeyi zorlaştırmasının yanı sıra, karakterlerin kendilerinin de bu konuda sıkıntılar yaşaması pek yardımcı olmuyor. Karakterlere yaptıkları açısından cesur bir sayı olmasının yanı sıra görsel dilinin de çok başarılı olması, sayının artıları olmasına rağmen eksilerinin üzerini çok fazla kapatamıyor. Yine de sıradaki sayıyı merakla bekliyoruz.
6.5
Yorum Gönder