Yönetmen: John Behring
Senaryo: Andrew Kreisberg & Mark Guggenheim
Oyuncular: Stephen Amell (Oliver Queen/Arrow), Katie Cassidy (Laurel Lance), David Ramsey (John Diggle), Willa Holland (Thea Queen), Emily Bett Rickards (Felicity Smoak), Caity Lotz (Black Canary), Paul Blackthorne (Quentin Lance), Manu Bennett (Slade Wilson), Kevin Alejandro (Sebastian Blood), Summer Glau (Isabel Rochev), John Barrowman (Malcolm Merlyn), Cynthia Addai-Robinson (Amanda Waller), Katrina Law (Nyssa Al Ghul)
Yayın Tarihi: 14 Mayıs 2014
Bu noktadan sonrası bölüm ile ilgili spoiler içermektedir. Uzak durmanızı, şöyle bir göz atacaksanız spoiler sızıntı kostümünüzü giymenizi tavsiye ederiz
Bölümün konusu:
Oliver sonunda Slade ile karşı karşıya gelir ve öldürmeme kuralını test eder. Özellikle Slade, Oliver'ın sevdiği kadını kaçırdığı için buna karar vermesi kolay olmayacaktır. Starling City 2. felaketini yaşar ve depremden beri meydana gelen en büyük kaos açığa çıkar ve son savaş başlar.
Oliver sonunda Slade ile karşı karşıya gelir ve öldürmeme kuralını test eder. Özellikle Slade, Oliver'ın sevdiği kadını kaçırdığı için buna karar vermesi kolay olmayacaktır. Starling City 2. felaketini yaşar ve depremden beri meydana gelen en büyük kaos açığa çıkar ve son savaş başlar.
Easter egg ve DC Comics göndermeleri
1. Meltzer Avenue: Polis memurlarından bir tanesi Meltzer bulvarında bir polis karakolu olduğunu söylüyor. Brad Meltzer zamanında Solomon Grundy ile Green Arrow'u karşılaştıran 6 sayılık bir macera yazmış ve DC'nin en önemli hikayelerinden birisi olan Identity Crisis serisinin yazarı olan kişidir.
2. Uçağın varış süresi: ARGUS teknisyeni, Waller'a uçağın Starling City'e 52 dakika sonra varacağını söylüyor. Eh, 52'nin artık neye gönderme olduğunu bilmeyenimiz kalmamıştır umarım.
3. Giordano Tüneli: Slade'in ordusu Starling City'den kaçmak için Giordano Tüneli'ne yöneliyor. Dick Giordano 70ler ve 80lerde DC Comics için çinileme yapmış bir editördür. Kendisi Neal Adams'ın çizdiği Green Lantern/Green Arrow serisinin çinilemesini yapmıştır.
4. Easy Company: Slade'in ordusu Giordano Tünelinde ARGUS'un Easy Company ekibiyle karşılaşıyor. Bu ekip savaş yıllarında yaratılımş ve sonrasında devam eden askeri bir çizgi roman ekibidir. Suicide Squad ile birlikte çalıştıkları da olmuştu.
5. The Wall: Deadshot, Diggle'a Amanda Waller için "The Wall" (Duvar) tabirini kullanıyor. Waller'ın çizgi romanlardaki lakabı da zaten budur.
6. Torque: Diggle, Deadshot'ı serbest bıraktığı zaman başka mahkumları da bırakmıştı. Bu bırakılan mahkumlardan birisini oynayan kişi Michael Adamthwaite ve bölümde ismi Torque olarak gözüküyor. Torque, çizgi romanlarda yozlaşmış bir Bludhaven polisidir ve Nightwing'in düşmanıdır.
7. Raven: Salınan mahkumların içinde Liv Leacock'ın da karakteri Raven olarak gözükmekte. Her ne kadar Teen Titans ekibinde bir Raven olsa da onun dişi olması o seçeneği eliyor ancak aynı isimli birkaç tane daha C sınıfı kötü adam bulunmakta.
8. Supermax: Diggle, Slade'i hapsettikten sonra Lian Yu adasının ARGUS tarafından "süper maksimum" (Supermax) bir hapishane yapıldığını söylüyor. Burada ilginç olan şu ki Supermax Dark Knight üçlemesinin senaristlerinden David S. Goyer'in 2007 yılında yazdığı Green Arrow filminin ismi. Filmin konusu ise Green Arrow'un bazı kötülerin yardımıyla süper maksimum bir hapishaneden kaçmasıydı. Black Canary ve Riddler'ın da olduğu film çekilmedi tabi.
9. Hong Kong'taki daire: İlginç bilgimiz şu, Hong Kong'ta diye gösterilen daire aslında Laurel'ın dairesinin yeniden dizayn edilmiş hali.
1. Meltzer Avenue: Polis memurlarından bir tanesi Meltzer bulvarında bir polis karakolu olduğunu söylüyor. Brad Meltzer zamanında Solomon Grundy ile Green Arrow'u karşılaştıran 6 sayılık bir macera yazmış ve DC'nin en önemli hikayelerinden birisi olan Identity Crisis serisinin yazarı olan kişidir.
2. Uçağın varış süresi: ARGUS teknisyeni, Waller'a uçağın Starling City'e 52 dakika sonra varacağını söylüyor. Eh, 52'nin artık neye gönderme olduğunu bilmeyenimiz kalmamıştır umarım.
3. Giordano Tüneli: Slade'in ordusu Starling City'den kaçmak için Giordano Tüneli'ne yöneliyor. Dick Giordano 70ler ve 80lerde DC Comics için çinileme yapmış bir editördür. Kendisi Neal Adams'ın çizdiği Green Lantern/Green Arrow serisinin çinilemesini yapmıştır.
4. Easy Company: Slade'in ordusu Giordano Tünelinde ARGUS'un Easy Company ekibiyle karşılaşıyor. Bu ekip savaş yıllarında yaratılımş ve sonrasında devam eden askeri bir çizgi roman ekibidir. Suicide Squad ile birlikte çalıştıkları da olmuştu.
5. The Wall: Deadshot, Diggle'a Amanda Waller için "The Wall" (Duvar) tabirini kullanıyor. Waller'ın çizgi romanlardaki lakabı da zaten budur.
6. Torque: Diggle, Deadshot'ı serbest bıraktığı zaman başka mahkumları da bırakmıştı. Bu bırakılan mahkumlardan birisini oynayan kişi Michael Adamthwaite ve bölümde ismi Torque olarak gözüküyor. Torque, çizgi romanlarda yozlaşmış bir Bludhaven polisidir ve Nightwing'in düşmanıdır.
7. Raven: Salınan mahkumların içinde Liv Leacock'ın da karakteri Raven olarak gözükmekte. Her ne kadar Teen Titans ekibinde bir Raven olsa da onun dişi olması o seçeneği eliyor ancak aynı isimli birkaç tane daha C sınıfı kötü adam bulunmakta.
8. Supermax: Diggle, Slade'i hapsettikten sonra Lian Yu adasının ARGUS tarafından "süper maksimum" (Supermax) bir hapishane yapıldığını söylüyor. Burada ilginç olan şu ki Supermax Dark Knight üçlemesinin senaristlerinden David S. Goyer'in 2007 yılında yazdığı Green Arrow filminin ismi. Filmin konusu ise Green Arrow'un bazı kötülerin yardımıyla süper maksimum bir hapishaneden kaçmasıydı. Black Canary ve Riddler'ın da olduğu film çekilmedi tabi.
9. Hong Kong'taki daire: İlginç bilgimiz şu, Hong Kong'ta diye gösterilen daire aslında Laurel'ın dairesinin yeniden dizayn edilmiş hali.
Bölümün artıları ve eksileri
+ Oliver/Slade rekabeti doğru düzgün bir şekilde bağlandı ve sonuca erdirildi ve Slade gibi bir karakteri de kolayca harcamadılar mantıklı davranıp.
+ Roy'un karakter gelişimi artık yeterli olgunluğa geldi. Artık Oliver'ın yanında Arsenal olarak ortaya çıkmaması için hiçbir sebep yok.
+ Geçmiş ve günümüz arası olan bağlantılar çok güzel oturtuldu ve ilk defa flashback sahneleri ana hikayeye bu kadar büyük katkıda bulunmuş oldu.
+ 3. sezon için çok farklı değişiklikler vaat etti bu bölüm. En basitinden flashback sahnelerinin başka bir yere geçmesi izleyici için nefes alacağı bir nokta olacaktır.
- 1. sezondaki gibi heyecanlı bir final olmadı. Nihayetinde 1. sezon sonunda her yer harabeye dönmüşken yeni sezonu beklemeye başlamıştık. Bu da ekstra heyecan sunmaktaydı. Bu finalde bunu görmedik.
2. Sezon finali çoğu açıdan tatmin ediciydi. Oliver ve Slade'in final dövüşleri kesinlikle nefes kesiciydi. 2. sezona damga vurmuş herkesin sahneye çıkması bölümü kalabalık hale getirse de bunun altından kalmayı bilmiş senaristler. her ne kadar ilk sezon finalindeki Tommy'nin ölümü kadar vurucu bir kısım olmasa da bu final de beklentileri yüksek oranda karşılamış oldu.
2. sezon için genel olarak konuşacak olursak, ilk sezona göre çok daha iyi bir sezon izledik. DC evrenine göndermelerin çokluğu olsun, Flash'ın tanıtılması olsun, Roy'un aksiyona girmesi ve nihayet kanunsuz, kapüşonlu yerine Arrow denmesi olsun her şekilde ilk sezondan daha üstün ve daha dolu bir sezon geçirdik. Sezonun çok iyi olmasının bir diğer yanı da kötü karakterimizin gerçekten de adının hakkını vermesiydi. Slade Wilson gibi bir karakter 2. sezonu uçuran ana etmendi. Manu Bennett'in oyunculuğu da cabası. Bunların yanı sıra ağzımıza bir parmak bal olarak çaldıkları League of Assassins'i hevesle bekliyor olacağız. Hong Kong maceralarını ve büyük ihtimal Katana'yı göreceğiz ve kim bilir hangi kahramanları daha göreceğiz üçüncü sezonda.
Özetlemek gerekirse ilk bölümünden final bölümüne kadar Arrow'un 2. sezonu izlediğimize kesinlikle değdi.
+ Oliver/Slade rekabeti doğru düzgün bir şekilde bağlandı ve sonuca erdirildi ve Slade gibi bir karakteri de kolayca harcamadılar mantıklı davranıp.
+ Roy'un karakter gelişimi artık yeterli olgunluğa geldi. Artık Oliver'ın yanında Arsenal olarak ortaya çıkmaması için hiçbir sebep yok.
+ Geçmiş ve günümüz arası olan bağlantılar çok güzel oturtuldu ve ilk defa flashback sahneleri ana hikayeye bu kadar büyük katkıda bulunmuş oldu.
+ 3. sezon için çok farklı değişiklikler vaat etti bu bölüm. En basitinden flashback sahnelerinin başka bir yere geçmesi izleyici için nefes alacağı bir nokta olacaktır.
- 1. sezondaki gibi heyecanlı bir final olmadı. Nihayetinde 1. sezon sonunda her yer harabeye dönmüşken yeni sezonu beklemeye başlamıştık. Bu da ekstra heyecan sunmaktaydı. Bu finalde bunu görmedik.
2. Sezon finali çoğu açıdan tatmin ediciydi. Oliver ve Slade'in final dövüşleri kesinlikle nefes kesiciydi. 2. sezona damga vurmuş herkesin sahneye çıkması bölümü kalabalık hale getirse de bunun altından kalmayı bilmiş senaristler. her ne kadar ilk sezon finalindeki Tommy'nin ölümü kadar vurucu bir kısım olmasa da bu final de beklentileri yüksek oranda karşılamış oldu.
2. sezon için genel olarak konuşacak olursak, ilk sezona göre çok daha iyi bir sezon izledik. DC evrenine göndermelerin çokluğu olsun, Flash'ın tanıtılması olsun, Roy'un aksiyona girmesi ve nihayet kanunsuz, kapüşonlu yerine Arrow denmesi olsun her şekilde ilk sezondan daha üstün ve daha dolu bir sezon geçirdik. Sezonun çok iyi olmasının bir diğer yanı da kötü karakterimizin gerçekten de adının hakkını vermesiydi. Slade Wilson gibi bir karakter 2. sezonu uçuran ana etmendi. Manu Bennett'in oyunculuğu da cabası. Bunların yanı sıra ağzımıza bir parmak bal olarak çaldıkları League of Assassins'i hevesle bekliyor olacağız. Hong Kong maceralarını ve büyük ihtimal Katana'yı göreceğiz ve kim bilir hangi kahramanları daha göreceğiz üçüncü sezonda.
Özetlemek gerekirse ilk bölümünden final bölümüne kadar Arrow'un 2. sezonu izlediğimize kesinlikle değdi.
-Enygma-
Yorum Gönder