İnceleme: Infamous Iron Man #1





[update title="Künye" icon="info-circle"] Yayınlandığı Tarih: 16.10.2016
İçerdiği Sayı: Infamous Iron Man #1
Hikaye: The Rise of Doom
Yazar: Brain Micheal Bendis
Çizer: Alex Maleev
Yayıncı: Marvel Comics [/update] 
Buradayım çünkü ne yapmam gerektiğini biliyorum, ismini alacağım. Iron-Man olacağım” – Dr. Doom

Dr. Doom’un sözlerinden anlaşılacağı üzere bu eser Dr. Doom’un, Iron-Man olmasını anlatıyor. Bildiğiniz üzere Civil War II'nin sonlarına doğru Tony ortalıktan kaybolmuştu, Civil War II 8. sayıda Tony'nin komaya girdiğini öğrenmiştik, diğer bi konu ise Marvel NOW! ile başlayan Invicible Iron-Man hikayesinde Tony'nin yerini 15 yaşındaki Riri Williams almıştı. Doom yayınlanan ilk sayıda Cabal, Emma Frost, Namor, Loki, The Hood(Parker Robbins) gibi villanları bir araya getirerek takım oluşturuyor, Norman Osborn’un ismi de bu toplantıda geçiyor. Muhtemelen diğer sayılarda ortaya çıkmasını bekliyorum. İlk sayfalarda bu villainların bir araya gelip toplantı yaptığını görüyoruz.

Ana evrende yüzü makine patlaması sonucu mahvolan Victor'un yüzü Secret Wars sonunda düzeliyordu. Bu bilgiyi verdikten sonra devam edelim. 

Victor, Dr. Amanda’yı ziyaret ediyor “Artık eskisi gibi olmak istemiyorum, o günleri eskide bıraktım” gibi pişmanlık içeren sözcükler sarfediyor, okurken inandırıcılığı yüksek ama bildiğimiz, aklımıza kazınmış olan Dr. Doom’u hatırladıkça pek bir inandırıcılığı kalmıyor. Amanda da verdiğim tepkinin aynısını veriyor, korkmuş ve şaşırmış bir şekilde Dr. Doom’un bu hale nasıl geldiğini sorguluyor. Amanda’nın soruları sırasında bir anda ortalıktan kayboluyor Victor. O sırada Fantastik Four’dan tanıdığımız The Thing karşımıza S.H.I.E.L.D. ajanı olarak çıkıyor. Bu bölümden sonra başlıyor bizim olayımız, Doom’un Iron-Man olma olayı yani.

Dr. Doom Tony’yi ziyaret edip, yapay zekasını öven bir konuşma yaptıktan sonra yazımın başında paylaştığım sözleri sarfediyor.




[error title="Spoiler Bölgesi" icon="exclamation-circle"]Şunu da aktarayım, villain toplantısında The Hood’un, Victor’un annesinden bahsettiğini görüyoruz. Sayının sonunda da Annesinin oğlunu gözetlemekte olduğunu gördük. Doom'un annesini şeytanın elinden kurtardığı seri, Doctor Strange & Doctor Doom: Triumph and Torment serisiydi, Strange'in yardımını istiyordu. Nam-ı diğer Dr. Doom’un annesinden bahsetmek? Hem de hatrı sayılır suçluların yanında? Dr. Doom da Hood’un cezasını kesiyor, Hindistan’a sürgüne yolluyor, Dr. Doom’un kullandığı yol değil bu aslında, bildiğimiz gibi “öldürmek” onun tek yaptığı iş, diğer sayılar da neler olacak göreceğiz. Maria Hill, Diablo tarafından esir alınıyor. Amacı ise Helicarrier ve S.H.I.E.L.D ana üssünün şifrelerini ele geçirmek. Ne yazık ki ele geçiremeden Victor gelip Diablo'yu küçümsüyor, bir güzel alt ediyor ve Maria Hill'i kurtarıyor. Batman edasıyla tekrar ortadan kayboluyor. Victor şaşırtmayı sever olmuş bu sayıda.[/error]

GÖRÜŞ



Dr. Doom’un geçmişteki veya bütün okumuş olduğunuz Dr. Doom barındıran çizgi roman eserlerini bi kenara bırakmanızı öneriyorum çünkü bu seride Dr. Doom diğer serilere/eserlere nazaran daha değişik bir şekilde yansıtılmış olup farklı bir hikayeye değinilmiş. Bildiğimiz üzere Dr. Doom, belki de Marvel evreninin en kötü şöhretli, bana kalırsa Thanos’tan sonra gelen en büyük villain olarak göze çarpıyor. Bunu dememin sebebi Galactus’a bile kafa tutan, hatta bir seride boyun eğdiren bir karakterden söz ediyoruz, bunu herkes yapamaz neticesinde. Silver Surfer’ın ve Fantastik Four’un ortak düşmanı olmasından dolayı tanıyoruz aslında Dr. Doom’u. Kötü şöhreti de oradan geliyor zaten, adamın DNA'sında var kötülük, ne kadar kahramanlık yapmaya çalışsa da Dr. Doom bu, güven olmaz! Secret Wars serisinde Doom, evreni yeniden yaratıp Tanrı Doom adıyla yeni evreni yönetmeye başlamıştı, Herkese istediğini vermeye çalışırken, insanların daha iyi bir yerde, kendi kontrolünde çalışmaya başlamasını sağlamıştı. O zamandan itibaren Doom biraz daha yumuşadı. Jonathan Hickman'ın Fantastic Four serisinin finalinde, Reed Richards'ın kızı Valeria, Doom'la iyi bir ilişki kurmuş, serinin sonunda Celestiallara karşı tek başına çıkıp onların dünyaya gelmesini engellemişti. Hem de Doom'un asaletine uygun olarak. Yani Doom'un iyi birisi olmasının sinyalleri ta o zamandan verilmeye başlanmıştı. Biraz da görsellikten, çizimlerden bahsedelim. Maleev’in gayet güzel, göze yaraşır ve sırıtmayan çizimleriyle bu eseri okumak daha keyifli bir hal alıyor. Al kahveni, oku bu romanı. Gerçekten çok beğendim. Gerektiği yer de karanlık bir tema, gerektiği yer de renkli ve görselliği çok üst düzey olan çizimleri görüyoruz Alex Maleev daha önce Brian Michael Bendis'le beraber Daredevil'da çalışmıştı, en efsane birliktelikleri oydu, benzer bir çalışma var burada da. Bu çizimlerin güzelliği yanı sıra Matt Hollingsworth de renklendirmede çok güzel bir iş çıkartmış. Matt Hollingsworth, Bendis ve Maleev, daha önce Jessica Jones'un serisi Alias'ta çalışmışlardı, şimdi aynı ekip direk Jessica Jones serisinde. Yani bu serinin tüm yaratıcı kadrosu tanıdık. Bi kaç cümle de Michael Bendis için söyleyeyim. Diyaloglar gayet anlaşılabilir, soru işareti, bırakmayacak bir şekilde yazılmış, çizmiler de bu kadar olunca Bendis ile Maleev gayet uyumlu olmuş. 
8.0
HARİKA

Yorum Gönder

[disqus]

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget