İnceleme: Moon Knight #5



[update title="Künye" icon="info-circle"] Çizgi Romanın Adı: Moon Knight
Yayınlandığı Tarih: 03.08.2016
İçerdiği Sayı: Moon Knight #5
Yazar: Jeff Lemire
Çizer: Greg Smallwood, Wilfredo Torres, Francesco Francavilla
Yayıncı: Marvel[/update]
Moon Knight kesinlikle Marvel'ın bu dönemde, özellikle de DC'nin Rebirth hareketinin büyük başarısının gölgesinde çıkardığı en iyi serilerden bir tanesi. Benim gibi daha önce Moon Knight okumamış birisi, sadece 4 sayı ile Marc Spector'un hayranı olup kalıyorsa, serinin görevini çok iyi bir şekilde yerine getirdiğini söyleyebiliriz. Geçtiğimiz sayılarda Marc ve arkadaşları bir akıl hastanesinden kaçmışlardı. Marc, Ay ruhu Khonshu'nun yardımıyla New York'u kötü tanrı Seth'in işgal etmeye başladığını görmüş, ekibiyle birlikte "ben bu oyunu bozarım" diyerek kötülüğün kaynağına doğru ilerlemeye başlamışlardı. Sonunda da merkezdeki piramite, arkadaşı Marlene ile beraber gitmişti. Ancak piramitin basamaklarında birisi onları durdurmuş ve klasik Moon Knight kostümü giymiş bu arkadaş, Marc'ın "Kimsin sen?" sorusuna, "Ben Moon Knight'ım çatlak herif" diye cevap vermişti. Böylece, serinin ilk hikayesi "Welcome to New Egypt"in son sayısına geldik. Ve emin olun, Marc'ın deliliğinden hiçbir şey kaybetmedik.


[error title="Spoiler Bölgesi" icon="exclamation-circle"] Merdivenlerde dikilen Moon Knight, gerçek şövalyenin kendisi olduğunu, kendisinin Marc'ın kafayı yemeden önceki hali olduğunu söyleyip Marlene'i yanına çekiyor. Marc, bu arkadaşı bıçaklıyor ama eleman, Marc'ı yere yığdıktan sonra kaçıyor. Marc da peşine düşüyor, piramite giriyor. Ancak girdiği ilk kapıdan sonra kendisini Ay'da buluyor. Daha ne olduğunu anlamadan canavarların saldırısına uğrayınca kaçıyor ve kendisini bir film stüdyosunda buluyor. Odada bulunan Marlene ona Steven diyor ancak Marc'ın kafası çok karışıyor. Bu sırada hastanedeki bakıcıların kendisini kovaladığını görüyor. Onlardan kaçarken girdiği kapıda kendisini 1970lerde buluyor. Bakıcılar ona iğne yapsa da kaçmayı başarıyor ve yeniden piramite giriyor. Piramitte açtığı yeni bir kapının ardında ise, mahvolmuş, dövülmüş, her yeri kan, yara bere içinde olan Seth'i görüyor. Bunun nasıl olduğunu sorunca Seth, "sen Khonshu'nun köpeğisin, seni kullandı ve ne olduğunu bile bilmiyorsun." diyor. Marc piramitin tepesine çıkınca, daha önce bıçakladığı klasik Moon Knight'ın orada kanlar içinde oturduğunu görüyor. Sonunda oturan kişinin, kostümün altında bizzat Khonshu olduğunu öğreniyor. Khonshu, bütün her şeyi kendisinin yaptığını, şu anki bedeninin ölmek üzere olduğunu ve Marc'ın bedenine ihtiyacı olduğunu söylüyor. Marc reddediyor ve kendisini piramitin tepesinden atıyor. Uyandığında hiçbir şeyin olmadığını, yanındaki Marlene'in "hadi Steven, film çekimine geç kalacağız, bugün piramitli sahne var" dediğini duyuyor. Camdan dışarı baktığında bütün her şeyin normal olduğunu görüyor ve mutluluktan ağlarken hem sayı, hem de ilk hikayemiz bitiyor. [/error]

Görüş


Vay anasını Serhat! Sayı resmen efsane bir şekilde, kafamızda binlerce soruyla bıraktı bizi. Öncelikle kafaları bir temizleyelim, kim bu Steven, kim bu Marc? Moon Knight'ın tek bir gizli kişiliği yokmuş. Moon Knight zaten çoklu kişilik bozukluğu yaşayan bir arkadaş. Bu kimlikleri arasında Marc Spector, sayıda 70lerde gördüğümüz Jack Lockley ve milyarder film yıldızı Steven Grant bunların en önemlileri. Bu yüzden birden fazla kişilikle karşılaşıyoruz. Heh, Ultimate evreninde Brian Michael Bendis, Moon Knight'ın gizli kişiliklerine Captain America, Spider-Man ve Wolverine'i yükleyerek karakterin suçla savaşmasına yardım etmelerini sağlamış. Peki, bu sayının sonunda şimdi ne oldu? Marc, Khonshu'nun isteğini reddederek onu ölüme terk etti. Daha sonra Steven olarak uyandı ve hayatına bu şekilde devam etmeye karar verdi. Ancak Marc Spector kişiliği hala bir yerlerde tutsak durumda. Hatta 70lere gittiğinde ilaç yediğini düşünürsek, Lockley kimliği de tehlike altında büyük ihtimalle. Her halükarda, Moon Knight'ın çılgın kafasını yaşamaya devam edeceğiz! Öte yandan bu sayı resmen bir görsel şölendi. Marc'ın ziyaret ettiği bütün zamanlarda ve mekanlarda farklı çizerler çalışmış. Smallwood'un günümüz Moon Knight'ı zaten tam bir görsel şöleniyken, retro görüntülerin üstadı Francavilla resmen 70lerdeki Moon Kinght'ı çizerken döktürmüş. Her şeyiyle dört dörtlük bir seriyi böylece bitirmiş olduk. Yeni hikayeyi, önümüzdeki sayıdan itibaren işlemeye başlayacağız.
9.0
MUHTEŞEM

Sizin sayıya verdiğiniz puan kaç?

Yorum Gönder

[disqus]

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget