Vaka İncelemesi: Batgirl ve Öldüren Şaka!



Geçtiğimiz hafta çıkan Batgirl #49 büyük bir tepkiyle karşılaştı. Haberi farklı sitelerden duymuş olabilirsiniz ancak duymayanlar için bir kez de biz tekrarlayalım. Batgirl'ün düşmanlarından The Fugue, mental bir saldırıya kalkar ve 49. sayıyı Batgirl'ün zihninde geçiririz. Ancak bu noktada öğreniriz ki Batgirl'ün yaşadığı bazı şeyler gerçek değildir, Fugue tarafından zihnine yerleştirilmiştir ve artık silinmeye başlamıştır. İşte hayatında sahte olduğunu anladığı şeyleri bu sahnede görebiliyoruz:


Gördüğünüz gibi büyük bir kısmında, The Killing Joke hikayesindeki meşhur sahneyi görüyoruz.


Killing Joke hikayesi artık Barbara Gordon'un geçmişinde yer almıyor. Çizgi roman terimiyle, The Killing Joke, RetCon'a uğradı. Artık DC evreninin bir parçası değil, büyük ölçüde bir alternatif evren hikayesine dönüştü.

Şimdi, kızgınlıkla bilgisayarınızın ekranını yumruklayıp monitörünüzü patlatmamışsanız ancak bunu yapabilecek kadar sinirlenmişseniz, sakin olmanızı isteriz. Eğer Killing Joke hikayesinin, bu sayı sonrasında yok olduğunu düşünüyorsanız, bir müddettir Batgirl çizgi romanlarında olan bitenleri takip etmiyor olabilirsiniz.

Öncelikle The Killing Joke, artık Alan Moore'un nefretle bahsettiği, "basit bir süper kahraman hikayesi" diye tanımlayıp geçtiği bir öykü. Yayınlandığı zamanlarda ilk önce DC evreninin devamlılığı dışında sayılmıştı. Ancak Barbara Gordon'un sakatlığı, ana evrende kullanılmak istenince bazı işe gelen noktaları devamlılık içine alındı. Örneğin Jim Gordon'un, Joker'in elinde geçirdiği berbat ötesi gün en ufak miktarda bile karaktere etki etmezken Barbara'nın kapının önünde vurulması devamlılık içerisine alındı. En azından editörler daha fazla ileri gidip Joker'in çektiği vurulmuş ve çıplak fotoğraflarını da devamlılığa dahil etmediler. Gördüğünüz gibi eğer The Killing Joke'u Batgirl açısından okursanız en çok tiksineceğiniz hikayelerden birisi haline dönebilir. 

1999 yılında, Batgirl yazarlarından Gail Simone'un yazdığı bir makale vardı. Makalenin yayınlandığı sitenin adı Women in Refrigerators (Buzdolabındaki kadınlar) idi. Makalenin tamamına şuradan ulaşabilirsiniz. Bu sitenin ismi Green Lantern #54 sayılı çizgi romandan alınmadır. Kyle Rayner, eve geldiği zaman Major Force tarafından öldürülen sevgilisi Alexandra DeWitt'in buzdolabına sıkıştırılmış olduğunu görür. İşte sitenin adı buradan geliyor.


Ne anlatılmaya çalışıldı bu sitede? Çizgi romanlarda kadın karakterler sadece erkek kahramanın hikayesine hizmet etmeleri için ya da karaktere sırf 3 boyutluluk katmak veya travma yaşatmak için kullanılmakta. Birçok örnek verilebilir ancak bu konuda en çok tartışma konusu olan 2 çizgi roman bulunmakta. Brad Meltzer'in Identity Crisis serisi ve The Killing Joke. Identity Crisis'te bütün hikayeyi başlatan şey Elongated Man'in eşi Sue Dibny'nin tecavüze uğrayıp öldürülmesiydi. Bütün birliği harekete geçiren bu olay birçok okur ve eleştirmen tarafından yerden yere vuruldu. Açıkçası benim de en sevmediğim sahnelerden bir tanesidir. The Killing Joke'ta ise Barbara Gordon'un yaşadığı şeylerin hiçbiri Barbara Gordon'la alakalı değildi. Çizgi romandaki şu iki kareye bakmanızı istiyorum:



Yukarıda gördüğünüz karelerde Joker, Barbara Gordon'u vuruyor ve sonra daha ileriye giderek kıyafetlerini çıkararak, acı içindeki Barbara'nın çıplak fotoğraflarını çekiyor. Pekala bunu neden yapıyor? Jim Gordon'a acı çektirebilmek için, Batman'e haklı olduğunu kanıtlamak için. Barbara tüm bu çarkın dişlileri altında ezilen yegane karakter. Moore, karaktere bunları yaptıktan sonra ona ne olduğunu umursamıyor bile. Gerçekten de hikayenin sonunda Barbara'ya ne olduğunu, neler yaşadığını anlatmıyor bize yazar. Jim Gordon, onca yaşadığı şeyin üzerine bir kapanış anı yaşıyor. Batman, "Bu sefer onu öldüreceğim" diyerek içeri girmeye kalktığında arkasından "biz böyle yapmayız, ondan farkımız olmalı, ona doğru yolu göster" diyor. Yani "onca şey yaşamama rağmen yine de adaletimden vazgeçmiyorum" mantığını gösterebiliyor. Aynı şekilde Batman'den de hikayenin kapanışını duyuyoruz ama Barbara Gordon unutulup gidiyor. Gerçekten de dişlilerin altında ezilip gidiyor.

Barbara'nın ne yaşadığını bambaşka bir hikayede, Oracle: Year One macerası içindeki Batman Chronicles #5'te öğreniyoruz.


-Barbara, rahatsız etmek istemedim, öğrendiğime göre yarın eve dönüyormuşsun.
-Evet, Joker sahte kurşun kullandığı için şanslı olduğumu söylediler. Eğer normalde kullandıklarının yarısı kadarının bile kullansa yere düşmeden ölür kalırmışım. Ama işte onu istemiyordu, değil mi? Bana canlı ihtiyacı vardı. Tabii onun için bir anlam ifade ettiğimden değil. Beni öldürmemesi, babamı kaçırması...hepsi sana ulaşma yollarıydı.
-Bunun ne kadar aşağılayıcı ve alçaltıcı bir şey olduğunu anlayabiliyor musun? Senin yanıdayken benim yaşamımın Batgirl kadar bile değeri yok...senin zayıf bir versiyonundan öte görülmüyorum.
-Onu yakaladım Barbara.
-Oh, evet, onu duydum. Ama orada dikilip aranızdaki bir şakaya güldüğünüzü de duydum.
-Söylesene--bana mı gülüyordunuz?

The Killing Joke'u herkes gözü kapalı biliyor ancak Batman Chronicles #5 ve hatta Oracle Year One'dan kaç kişinin haberi var? Gördüğünüz gibi Alan Moore'un incelemeye, detaylandırmaya hiç bulaşmadığı bir konuyu, Öldüren Şaka kadar reklamı yapılmayan bir çizgi romanın bir sayfasında okuyabiliyoruz sadece.

Öldüren Şaka, Barbara Gordon için önemli bir hikaye ancak bu hikayeyi sanki Barbara Gordon'u çok iyi yansıtan bir öyküymüş gibi görmeyelim, dolayısıyla büyük bir kısmının Barbara Gordon'u artık alakadar etmemesinden öncelikle memnun olalım.

Yukarıda Women in Refrigerator sitesinden bahsetmiştik. Yayınlandığı zaman tartışmaların odağı "hayır, kadınlara kasti olarak yapılan bir şey yok, bu daha çok yardımcı karakterlerin başına gelen bir şey, Jason Todd ve Bucky Barnes'ın ölümleri gibi" cümlesine yoğunlaştı. Bunun üzerine John Bartol, "Dead Man Defrosting" isminde bir makale ele aldı. Makaleye buradan ulaşabilirsiniz. Bu makalenin odaklandığı şey şuydu: çizgi romanlarda öldürülen, güçlerini kaybeden, zarar gören bütün erkek karakterler ya statükoya geri dönüyor ya da eskisinden daha güçlü dönüyor.

Jason Todd ve Bucky Barnes ölümden döndü ve ikisi de kahramanlıklarına kaldıkları yerden devam ettiler ve hatta Bucky bir dönem Captain America oldu, Jason Yarasa kostümünü giymeye yaklaştı. Hal Jordan, Barry Allen, Steve Rogers, Bruce Wayne ve daha niceleri eski hallerinden çok daha üst düzeyde geri dönmeyi başardılar. 

Makalenin söylediği bir diğer şeyse, eğer ölen kahraman erkekse, ölümü de oldukça görkemli ve efsanevi yapılıyor. Hal Jordan, Barry Allen, Captain Marvel ve hatta Final Crisis serisinde Batman. Ancak kadın karakterler, sadece yaşadıklarıyla kalıyorlar ve yaşadıkları şeyler de pek güzel değil.




Yukarıda gördükleriniz, Sue Dibny ve Hal Jordan'ın ölümleri. Bir tanesi ölümden dönüp dünyanın en büyük kahramanı olmaya devam ederken, diğerinden artık haberdar olan yok. Hangisi hangisidir tahmin edersiniz.

Dolayısıyla Batgirl'ün Killing Joke'taki aşağılayıcı olayı yaşamamamış olmasından rahatsız değilim. Açıkçası Batgirl yazmaya kalkan her yazarın sanki orijinal bir iş yapıyormuş gibi tüm seriyi Killing Joke göndermesiyle doldurmalarından bıktım. Hiçbir kahramanın yaşadığı bir trajedi bu kadar ölümüne sömürülmemiştir diye düşünüyorum. Aşağıdaki sayfa Batgirl - Death of the Family serisinden.



Aşağıdaki görsel de 1. sayısından:


Ve en sonunda bütün interneti yıkan, #ChangeTheCover adıyla kampanyalar düzenlenen meşhur Batgirl #41 varyantı geldi.


Buraya kadar yazdıklarımızı düşünerek bu kapağa şimdi yeniden bakın. Korkudan dişleri titreyen, gözleri fal taşı gibi açılmış ve ağlayan, Joker'in elinde çaresiz bir tutsak gibi kalmış Batgirl. Bu kapağın neden bu kadar aşağılayıcı olduğunu görebiliyorsunuz değil mi? Bakın bu kapağa başka karakterler üzerinden bakınca ne kadar aşikar oluyor:



Bu kapağı yeniden şu şekilde düzenleyenler oldu:



Gördüğünüz gibi Öldüren Şaka, Batgirl'ün en çok istismar edilen temalarından birisi. Batman, Nightwing, Green Arrow, Aquaman, Kyle Rayner tecavüze uğrayan karakterler ancak neredeyse hemen hemen hepsi ne karakter üzerinde büyük bir trajediye dönüştü ne de bir daha açılıp yeniden yüzüne bakıldı. 

Öldüren Şaka'nın Barbara Gordon'a yaptığı tek bir net karakter etkisi var: tekerlekli sandalyeye mahkum edilip Oracle'a dönüşmesi. Oracle olarak, Batgirl'de olduğundan çok daha muhteşem şeyler başardı Barbara. New52 döneminde de bizleri kızdıran şey Killing Joke'un etkisinin silinmiş olması değil, Oracle karakterinin çizgi roman sayfalarından reddedilmiş olmasıydı. Fakat bugün geldiğimiz noktada zaten Oracle'ın herhangi bir etkisi bulunmamakta. Dahası, en çok kaçırdığımız noktalardan bir tanesi, Barbara Gordon -> Batgirl -> Oracle dönüşümünün muhteşemliğini Killing Joke'a borçlu olduğumuzu düşünüyoruz. 

Arkadaşlar, Barbara Gordon'u kurtarıp Oracle yapma fikri, Killing Joke'un o meşhur sahnelerinden nefret eden, büyük çizgi roman yazarlarından John Ostrander'dır. Kendisi, Killing Joke animasyon uyarlaması üzerine Savaging Barbara Gordon adında bir makale kaleme almış ve Oracle'dan da bahsetmeyi unutmamış. Makalenin tamamına buradan ulaşabilirsiniz. Oracle'ı bize yaratıp hediye eden, Barbara Gordon'u iğrenç portrelenmesinden kurtarıp muhteşem bir kadın ve engelli idolü olmasını sağlayan adam, Alan Moore ve Brian Bolland'ı çok sevdiğini, ama bu hikayede Barbara Gordon açısından çok büyük hatalar yaptıklarını söylüyor.

Yazdığı makaleden birkaç küçük kısım alıntılayalım:

Hikayenin kapağında Joker, okuyucuya doğru tutulan bir kamerayla gülümseyerek "Smile" diyor. Bunun tek bir yorumlaması var. Çizgi romanda kameranın karşısında, vurulmuş, darp almış, çırılçıplak bırakılmış ve belki de tecavüze uğramış Barbara Gordon var ve Joker, işini bitirdikten sonra fotoğrafını çekerek "Gülümse" diyor. Şimdi, o kapak hakkında ne düşünüyorsunuz?


Ve Ostrander, Oracle'ın yaratılması konusunda ise şunu söylüyor:

Batman ofisinin, o dönem Barbara'yla bütün ilişkisi bitmişti ve karakteri planlarından tamamen çıkaracaklardı. Eşim Kim ile birlikte karakteri alıp alamayacağımızı sorduk. Onu Oracle olarak yeniden yaratmak istiyorduk. Barbara'nın sihirli bir şekilde iyileşmesini istemiyorduk ve yaşadığı acıların üstüne tekerlekli sandalyede olsa da hala kahraman olabileceği bir durum yaratmak istedik. Eğer işin üstesinden gelebilirsek, Barbara DC evreninde yeniden önemli bir karakter olabilirdi. Ve sonunda oldu da.

Özetlemek gerekirse, Killing Joke hikayesi, Barbara Gordon açısından okunduğunda gerçekten kötü bir hikaye. Bunun yanı sıra Oracle gibi muhteşem bir karakteri de Öldüren Şaka'ya değil, hikayeyi çok yanlış bulan ve sevmeyen John Ostrander'a borçluyuz.

İlerleyen günlerde çizgi romanlarda kadın karakterlere bakış açısını daha detaylı şekilde inceleyeceğiz. Ancak emin olun, Killing Joke hikayesinin devamlılık dışına alınıp alternatif bir evren hikayesine dönüştürülmesi gerçekten de kötü bir şey değil.


Yorum Gönder

[disqus]

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget