İnceleme: Justice League: The Flashpoint Paradox
Flash koştu, zaman bariyeri kırıldı. Artık hiçbir şey eskisi gibi değil. Burası yansıma bir evren değil, farklı bir Dünya değil, burası ana evren. Her şey bir Flash'la değişti!
[NOT: Yer yer spoiler içerebilir, hiç emin değilim]
DC Comics 2 sene önce büyük bir karar aldı ve evrenini tamamen sıfırladı. Ama sıfırlamadan önce bu olaya temel olacak bir hikaye sundu: Flashpoint. Geoff Johns'un yazdığı, Andy Kubert'ın çizdiği bu seri birçok yerde Marvel'ın benzer gerçeklik değiştirme temalı serisi House of M'in bir taklidi olarak görüldü. Üzerine neden bu kadar gidildiğini gerçekten anlamış değilim. Sadece mantık House of M'e benzeyebilir ancak toplamda 47 sayılık gerçekten iyi kurgulanmış bir seriydi Flashpoint. İçinde Batman: Knight of Vengeance gibi muhteşem ötesi bir Batman macerası barındırması da cabası. Artık yeni evrene köprü yapma vazifesi olmaktan ibaret bir seri kabul edelim. Warner Bros. New 52'nun getirdiği başarıyı kullanmak istemiş olacak ki Flashpoint animasyonuyla devam etti animasyon dünyasında. Sadece Flashpoint'e bakarak değil, sıradaki animasyonun New 52 Justice League'in ilk hikayesi olması da bu görüşü destekliyor. Bundan sonraki DC animasyonlarında New 52 hikayelerini izlememiz muhtemel. City of Owls, H'el on Earth, Throne of Atlantis gibi.
Justice League Flashpoint Paradox'un en dikkat çeken yanı şüphesiz şimdiye kadar en çok şiddet içeren DC animasyonu olması. Buradan DC'nin animasyonlarının hedef kitlesini netleştirmeye çalıştığı sonucunu çıkarabiliriz. Gerçekten, öyle sahneler var ki animasyonun küçük bir çocuğa uygun olmadığını söylemek mümkün. Yapacak bir şey yok, çocuklar başka animasyonlara, bu bizim hakkımız :) . Büyük ihtimal en çok kan dökülen DC animasyonu da budur.
Film diğer DC animasyonlarına göre daha uzun. Ancak ne yazık ki bu yeterli gelmiyor filme. En az bir yarım saatlik daha eklenti yapılmalıydı. 47 sayılık bir seriden bahsediyoruz nihayetinde. İçinde elbette göz ardı edilen kısımlar olacaktır. Ama arada kalmış yerler de çok. Yani "bundan bahsedelim, önemli. Ama hikayenin temeline girmeyelim." mantığı var genel olarak. Örneğin Knight of Vengeance hikayesi sadece 15-20 saniyelik bir flashbackte anlatılmaya çalışılıyor. Haliyle üstün körü işlenen kısımlar göze batıyor.
Bahsetmek istediğim bir olumsuz yan da karakter çizimleri. Animasyonun tamamının çizimleri çok güzel, aksiyon sahneleri inanılmaz keyif veriyor ama gelin görün ki bazı karakterler o kadar kötü ki kostüme rağmen tanımanız zaman alıyor. Superman ve Aquaman o kadar biçimsiz birer kafaya sahipler ki çizerler yemek yerken hazırlamış desek yalan söylemiş olmayız sanırım. Ancak mekan çizimleri olsun, aksiyon sahneleri olsun insanın ağzının suyunu akıtacak cinsten. Belki de bu konudaki en iyi JL animasyonu olabilir.
Filmin seslendirmelerini tanıdık isimler yapıyor yine. Bruce Wayne'i her zaman olduğu gibi Kevin Conroy seslendirirken gönlümüzün Yeşil Fener'i Nathan Fillion yine Hal Jordan'ı seslendiriyor. Young Justice'de Black Canary'i seslendiren Vanessa Marshall da Wonder Woman'ın sesi olmuş. Bunların dışında diğer karakterlerin seslendirmeleri de oldukça güzel. Ancak Flash'ın sesi biraz daha ince olabilirmiş. Justice League dizisinde ve Justice League: Doom'da Flash'ı seslendiren Michael Rosenbaum'u arıyor gözler/kulaklar haliyle.
Çizgi romanın o 5 sayılık ana serisi detayları atlanmadan bire bir uyarlanmış ki bu gayet güzel. Ancak yukarıda dediğim gibi "şunu da ekleyelim" diye düşünmeleri biraz tempoyu hızlandırıp hikayeyi yavaşlatmış. Çizgi romanda önemli olan ve Geoff Johns'un kendisi hakkında planları varmış ki şu an Justice League ekibinde olan Element Woman animasyonda yer almıyor. Olmasını tercih ederdim ama olmaması da bir şey fark ettirmiyor, ustalıkla gizlenmiş bu. Ama cidden dikkat çeken nokta ise Flashpoint Batman Thomas Wayne'in silah kullanması. Çizgi romanı okuyalı biraz uzun bir müddet oldu ancak hatırladığım kadarıyla Thomas Wayne de Bruce gibi silah kullanmıyordu. Evet, sert, oldukça kızgın ama silaha başvurmuyordu. Yine beğenmedimi söyleyemem, silahlar Thomas Wayne'e yakışmış.
Başrol Flash ise hikayenin altından çok rahat kalkıyor. izlerken bunun Flash'a özel bir film olduğunu fark ediyorsunuz. Justice League: Doom'un başındaki kısa Royal Flush Gang ile olan macera gibi burada da çizgi romanda olmayan bir macera eklenmiş, gayet de güzel olmuş. Bu sefer Flash'ın meşhur kötüler ekibi Captain Bumerang, Captain Cold, Mirror Master, Heat Wave ve Top'tan oluşan The Rogues ekibini görüyoruz ve üstüne bir de Reverse-Flash eklenince Flash'ı tanımayanlar için ufak bir selamlaşma sahnesi oluyor. Güzel eklenmiş bir sahneydi.
Ayrıca Reverse-Flash'ın Flash'a "Duyan da Kennedy suikastini engellemeye gittin geçmişe sanacak" gibisinden bir şey dediği yerde senaristler eski bir maceraya gönderme yapıyorlar. Bir alternatif evren hikayesinde JFK'ye gelecek olan kurşun Flash'a isabet eder ve Flash felç olur. İşin gülümseten yanı, bu alternatif evren macerasının adı da "Flashpoint".
Özetlemek gerekirse, Justice League: The Flashpoint Paradox her haliyle harika bir animasyon olmuş. Seslendirme kadrosu, harika aksiyon sahneleri, çizgi romana paralellik ve Flash'ı ön plana sürmesiyle belki de en iyi DC animasyonu olmaya aday. Umarız bu tatta bir de Blackest Night animasyonu izleriz ama onu zaman gösterecek. Sıradaki animasyonumuz: Justice League: War!
Yorum Gönder