İçerdiği Sayı: Captain America Steve Rogers #8
Hikaye: My Own Worst Enemy
Yazar: Nick Spencer
Çizer: Jesus Saiz
Yayıncı: Marvel[/update]
Steve Rogers "Hail Hydra" dediğinde ortalık karıştı ve Steve kötücül emellerle hareket etmeye başladı. Geçtiğimiz sayılarda Steve, Red Skull'ın, yeterince iyi bir Hydra lideri olmadığını düşündüğü için içten bir devrim yapmaya karar vermişti. Bunun için Doktor Erik Selvig'le işbirliği yapmıştı. Civil War II'deki olayları da kendi perspektifinde değiştirmeye başlamış ve büyük hamleler yapmaya başlamıştı. Son olarak, çok fazla düşmanla savaşamayacaklarını söyleyen Selvig'e, kadim dostum diyerek Zemo'yu göstermişti.
Görüş
Steve, sen neden bu kadar mükemmel bir kötü adamsın?
Steve, Kobik'e ulaşmak istiyordu, Kobik'i en son Avengers Standoff'un sonunda Bucky ile birlikte uzaya kaçarken görmüştük. Şimdi Steve Kobik'i istiyor, bunun için de Bucky'i bulması gerek. Öte yandan, Avril Kincaid, yine Standoff serisinde Quasar olmuştu. Standoff serisinin sıradan, zaman doldurmalık bir event olacağını düşünürken, Spencer Steve'in hikayesinin tamamını Standoff üzerine kuruyor. Böylece dandik bir event olmanın çok da ötesine geçiyor Standoff. Bu noktaya kadar okumamışsanız, bu seriyle ilgili kafa karışıklığınızı gidermek için okumanızı tavsiye ederim.
Chitauri'yi Steve göndermiş, uzaylıları dünyaya çağırmanın yolunu bulmuş ve dalga dalga göndererek kozmik sınırı koruyan Captain Marvel ve Alpha Flight ekibini test etmiş. Quasar'ın gücünün farkında ve onu zapt edebilmek için bütün kahramanların gözündeki otoritesini kullanarak baskı kuruyor. Carol ve Maria Hill, Cap'in tehditinden sonra imkanı yok bir daha Quasar'u yanlarında tutmazlar. Bu serinin 1. sayısı yayınlandıktan sonra Nick Spencer, "Steve şu anda olduğu karakterin aynısı, zihni yine aynı. Ancak bu sefer farklı bir planı ve geçmişi var" demişti. Carol ve Hill'e Avril için kızdığı zaman bunu görebiliyorsunuz. Steve her şeyi çok iyi planlıyor. Bu sayının kapağında, karakterlerle satranç oynaması, bu seriyi özetleyebilecek tek kare olabilir. O kadar isabetli bir kapak olmuş.
Öte yandan Hydra'lı flsahback sahneleri de enfes bir şekilde ilerliyor. Sadece Steve'in geçmişinin yeni versiyonunu değil, Hydra'nın kökenlerini de görüyoruz. Ve bunu çok doğal bir şekilde yapıyorlar. Zemo babası ile buluşup kucaklaştığı zaman siz de o sıcaklığı hissedip Zemo için mutlu olabiliyorsunuz.
Sayının çizimleri yine harikaydı. Ancak benim bu seride en çok sevdiğim şey renklendirmesi. Günümüz renkleri gayet normal, ancak flashback sahnelerinin renkleri enfes. Hydra eğitimi sahnelerinde karakterlerin hepsi flashback gereği gri gözükürken, kıyafetlerinin belli parçaları yeşil, Hydra üst kurulunun, kötücül planlarının gösterildiği sahneler ise gri değil kıpkırmızı. Çok hoş bir detay bu.
Seriyle ilgili tek şikayetim, biraz yavaş gidiyor olması. Her sayı Steve'in planında sadece çok küçük bir şeyler görebiliyoruz. Gitgide daha da hızlandırılıp sonunda her şeyi tek bir sayıya sıkıştırmalarını gerçekten istemiyorum. Ancak DC'nin Rebirth dergilerinin 2 haftada bir çıkmasının da etkisi olabilir bunda. Bunun dışında, Hail Steve Rogers!
8.0
Sizin sayıya verdiğiniz puan kaç?
Yorum Gönder