5 maddede Arrow neden bozdu?

1- Gerçekçiliğin kaybolması

Ben iddia ediyorum çizgi roman okusun okumasın, karakteri bilsin bilmesin Arrow'ın ilk sezonunu izleyip ''Bu ne saçma şey ya!'' diyebilecek bir insan yok. Çizgi roman karakterlerinin süper kahramanlığa başlaması, güçlerini yeni yeni keşfetmesi/kullanması gibi şeyleri izlemek izleyiciye büyük keyif verir. Ben bunun en güzel örneklerini iki Spider-Man serisinde, Iron Man'de, ilk Fantastic Four serisindeki Johnny Storm'da çok güzel yaşadım. Tabii bunlar Oliver Queen'e göre çok daha eğlenceli karakterler ve işi daha çok dalgaya vuran kişiler. İlk sezonda Oliver'ın tenis topuyla yaptığı antrenmanları, kimsenin yardımını almadan işleri tek başına yapmaya çalışmasını izlemek büyük zevk verdi. Ama ne olursa olsun ilk sezonda Oliver Queen'i kahramanlık yaparken izlemedik, o babasının ölümü sebebiyle şehrini mahvedenlerden intikam alıyordu. Bu izleyicinin de hoşuna gitti, elinde defteri olan biri suçluları öldürüyor teması özellikle karakteri ve çizgi romanı bilmeyen herkese izlenesi ve mantıklı geldi. Gerçi şu an diziyi izlemeyi bırakan kişiler de bunlar, o ayrı konu.

Diziye Ra's Al Ghul ve Lazarus Pit'in dahil olmasıyla o gerçekçilik bir anda kayboldu. Gerçekçilik yerini büyüye ve ''Ra's kılıcını yiyip ölmeyen kişi yeni Ra's olacak.'' gibi kehanetlere bıraktı. Yine de ilk sezonundan müthiş keyif alan izleyici diziyi hemen bırakmayıp devam etti. Artık dizinin yapımcıları bunu ''Aa bırakmadılar, yardırmaya devam.'' diye anlayıp da mı işin ayarını kaçırdı orasını bilemiyorum. Ra's Al Ghul'den sonra bu sefer de işin içine Constantine, Sara'nın ölüp tekrar hayata dönmesi, maddeleri kontrol edebilen Damien Darkh ve gibimsi şeyler de girince dizi geri dönüşü olmayan bir yola girdi ve hatrı sayılır bir seyirci kaybetti. Aslında yanına ikinci sezon finalini de ekleyince harika bir iş çıkaran The Flash'ı da ekleyip yeni bölümlere, özellikle ortak bölümlere gün saymalıydık. İzleyenlerden geriye ortak bölümlerin mantığını kaçırmak istemeyen ve dizinin tekrar düzelebileceğine sonsuz inancı olan kişiler kalmış durumda...


2- Gereksiz flashback sahneleri

Gel gör ki ilk sezonda ekrana gelince ''Oha flashback var!'' deyip heyecanımızın tavan yapıp, oturuşumuzu düzelttiğimiz enfes flashback sahnelerinden geriye bir türlü bir yere bağlanamayan Oliver'ın adada mı Hong Kong'da mı başka bir yerde mi olduğu belli olmayan tatsız, tuzsuz bir şey izliyoruz. Şu an için amaç bu sezonun kötü adamı Damien Darkh'a güçlerini veren heykel parçasının Darkh'ın eline nasıl geçtiğini anlatmak. Bunu yap tabii, ama bunu yaparken Oliver Queen'in origin hikayesini mahvetme. Bak ne güzel Lian Yu'da yaşam mücadelesi vermiş, Deathstroke'la kapışmış ve hayatta kalmış. Bırak ordan sonra dönsün evine, adayı arkasında bıraksın. Her bölüm başında ''5 yıl adada kaldıktan sonra...'' diye giriyor fakat bi Hong Kong'dasın bi başka yerdesin be Olivercım. Nereye gidiyor bu flashbackler?


3- The Flash'ın gölgesinde kalması

DC Comics ve CW'nin evreni genişletme çalışmaları The Flash ile başladı. İlk ortak bölümde de normal olarak küçük bir Arrow vs. The Flash yaşanıp zevkli bir bölüm izledik. Fakat bölümler ve sezonlar geçtikçe Arrow, The Flash'ın başarısı altında ezilmeye başladı. Barry Allen iki sezonda da kendi sınıfında bir kötü adamla kapıştı, önce
Reverse-Flash... daha sonra Zoom. İkisi de speedster ve ikisi de Barry'yi sınırlarını zorlamaya, kendini geliştirtmeye mecbur etti. Arrow ise villain konusunda bir türlü dikişi tutturamadı.


4- Korkunç derecede aile dramı

3. sezonun nasıl bittiğini ve 4. sezonun nasıl başladığını hatırlarsınız. Ben son sezonun ilk bölümünü açınca yanlış diziyi açtığımı sanıp neredeyse sekmeyi kapatıyordum. Meğerse bu sezonun sinyalleri daha o bölümde verilmiş. Dizide son 2 sezondur ana karakterler ve Felicity'nin annesi, Laurel'ın babası da dahil olmak üzere korkunç bir aile dramı var. Herkes birbiriyle kavga ediyor. Tartışmaların hiçbir anlamı yok ve bir yere bağlandığı da yok. Diziyi koyup bizim televizyonlarda yayınlasalar insanların yadırgamayacağı bir dram var.


5- Felicity Smoak

Felicity Smoak... benim favorim. Bir dizi bir karakter ile nasıl katledilir sorusunun canlı örneği. Felicity Smoak adlı karakteri sırf izleyici seviyor diye Oliver Queen ile bir araya getirip diğer tarafta Laurel Lance'i oynayan Katie Cassidy ile sette problem yaşayıp karakteri öldürmek akıl almaz bir olay. Kimin aklına gelirdi Laurel Lance-Oliver Queen ilişkisi yaşanmadan Laurel'ın öleceğini? İkilinin çizgi romanlarda bile hiçbir ilişkisi yok. Resmen Team Arrow'ın hacker'ı olmak için yaratılmış bir karakterin hayranlar seviyor diye dizinin önüne geçmesine izin verildi. Arrow 4. sezonu benim için Felicity Smoak spin-off'udur.

Yorum Gönder

[disqus]

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget