Yönetmen: Roxann Dawson
Senaryo: Jeffrey Bell
Oyuncular: Clark Gregg (Phil Coulson), Ming-Na Wen (Melinda May), Brett Dalton (Grant Ward), Chloe Bennet (Skye), Iain De Caestecker (Leo Fitz), Elizabeth Henstridge (Jemma Simmons), Pascale Armand (Akela Amador)
Yayın Tarihi: 15 Ekim 2013
İzlenme (ABD): 7,85 Milyon
Bu noktadan sonrası bölüm ile ilgili spoiler içermektedir. Uzak durmanızı, şöyle bir göz atacaksanız nükleer sızıntı kostümünüzü giymenizi tavsiye ederiz.
S.H.I.E.L.D. ajanlarında 4. bölüme geldik ve belki her hafta yineliyorum bunu ama bu bölüm öncekilerden daha da güzeldi. Dizi yeterince iyi, daha doğrusu hepimizin yüksek beklentilerini karşılayacak kadar iyi başlayamadı ama her hafta yükselen ivmesiyle bu hatasını telafi etmeye başladı bile.
Bu bölümün en iyi kısımlarından birisi kesinlikle açılış sahnesiydi. Diyalog içermeyen, ürkütücü kırmızı maskeli beyler ve şaşırtıcı bir şekilde asıl kötü karakterin bambaşka biri olması. Dahası çantayı çalmak için taşıyıcının elini kesmek, dizinin tonu hakkında da ipucu vermekte. Agents of S.H.I.E.L.D. sert sahnelerden kaçınmayacak ve büyükler ligine oynayacak. Gayet güzel.
Ajan Ward'ın anti-nerd tavırları değişmeyecek gibi. Fitz'in silah için "Night-night" ismi önerisini hızla reddetmesi gibi. Tabi rahatsız edici boyutta bir şey değil. Sürekli Fitz-Simmons ikilisine zıt oynaması da ayrı bir espri kaynağı çıkarıyor sonuçta. Fitz-Simmons ikilisi ise görünen o ki sevimli-şapşal rollerinde diziye devam edecekler. Karakterlerinin üzerine gidilse iyi olacak doğrusu. Ekipteki diğer ajanların hepsinin bir geçmişi var. Onların artıları bu. Ajan May, Ward ve Skye'ın geçmişleriyle ilgili ufak tüyolar alabiliyoruz. Bunlara ek olarak mantıklı davranan karakterler. Fitz-Simmons ise tamamen tek yönlü gitmekteler. Eski bir S.H.I.E.L.D. ajanını kurtarmaya gittikleri yerde bir bilim adamının doğum yeri olduğu için sevinmeleri gibi aşırı yükleme yaptıkları yerler var. Biraz daha yontulmaları iyi olur diye düşünmekteyim.
Bunları geçecek olursak, Eye Spy bölümü güçlü noktalara sahip. Kötü karakter olarak başlayan ama aslında kontrol edilen biri olduğunu öğrendiğimiz Akela Amador karakteri bölümün iyi noktalarındandı. Ayrıca Amador vesilesiyle öğrendik ki Marvel sinematik evreninde henüz X-Men'e yer yok. Telepati bahsi açılınca Fitz-Simmons ikilisinin çıldırmalarını hatırlayalım. Charles Xavier'i Fox'ta izlemeye devam edeceğiz. Ancak verdikleri tepki biraz aşırı değil miydi? Hayır, senin yaşadığın Dünya'ya tanrılar inmiş, yeşil bir dev gelmiş, süper asker serumu desen herkesin dilinde, her bölüm başka bir çılgın bilim adamıyla savaşıyorsun ve hala telepatiye imkansız deyip kendini paralıyorsun. İlginç.
Uluslararası gizli bir organizasyon olan S.H.I.E.L.D.'ın su şişelerine bile kocaman reklam vermesi daha da ilginç bir konu aslında.
Akela telepat değil, gözündeki minik teknolojik aleti kullanıyormuş. Gayet güzel. Melinda May ile olan dövüş sahnesi ise aksiyon bazında bölümün güzel yanlarındandı. Zaten Melinda May'in aksiyon sahneleri 4 bölümdür en keyif verici aksiyon kısımlarından.
Ajan Ward'a 3 bölümdür "kütük" muamelesi yaptık ama bu bölüm kendisinin en parladığı bölümdü kesinlikle. Akela'nın yerine girdiği gizli görevi izlemesi oldukça keyifliydi. Özellikle görevi tamamlamak için "ne gerekiyorsa yapacağım" sözünden sonra güvenlik görevlisini 'baştan çıkarması' emri bölümün eğlenceli kısımlarındandı, güzeldi ve yerindeydi.
Ve belki de sezonun kötü adamı olabilecek gizemli kötümüz de bu bölümde yer alıyordu. Akela'ya emri veren kişiyi takip edip onun da bir kukla olduğunu öğrenmek ve S.H.I.E.L.D. kimliğini görür görmez imha edilmesini izlemek şaşırtıcı ve kötü karakter açısından ürperticiydi.
Coulson hakkında her bölüm çok küçük ipuçları almaya devam ediyoruz. Eski öğrencisi Akela'nın Melinda May'le konuştuğu son kısmı hatırlayalım. Coulson'a ne olduğunu, bir şeylerin değişmiş olduğunu söylemişti. Melinda May de Coulson ile daha önce çalışmış bir ajan olarak bunun farkında olmalı. Ancak Coulson'a ne olduğunu bilen kişilerden zaten May. Nesin sen Coulson, cyborg musun, klon musun, kovaladıkça kaçan ateş böceğim misin?
Evet, dizi mükemmel değil. Sinematik evrenin sönük bir parçası olarak kalma ihtimali bile var. Ancak kendi yolunda yükselen bir çizgisi var ve bu da diziyi izlenir kılan etmenlerden. Umarız yükselmeye devam eder ve sezon finalinde bölüm sonrası sahnede Stan Lee'yi görürüz.
Yorum Gönder