İnceleme: Super Sons #1


[update title="Künye" icon="info-circle"]Yayınlandığı Tarih: 15.02.2017
İçerdiği Sayı: Super Sons #1
Hikaye: When I Grow Up... Part 1
Yazar: Peter J. Tomasi
Çizer: Jorge Jimenez
Yayıncı: DC Comics[/update]
Bruce Wayne'in oğlu Damian ile Clark Kent'in oğlu Jon'un, birlikte maceralarını anlatacak olan Super Sons serisi nihayet geldi. Damian Rebirth dönemi boyunca Teen Titans ekibine liderlik etmişti ancak kendisini çok fazla görmedik diğer dergilerde. Jon ise Superman ve Action Comics dergilerinde karşımıza çıkmış, güçlerini yeni keşfetmeye başlayan bir kahramandı. İki çocuk da babalarını her şeyin üzerinde görüyorlardı. Şimdi birlikteler.


[error title="Spoiler Bölgesi" icon="exclamation-circle"] Sayı bir film setinde başlıyor ancak orada çok durmuyoruz. Damian ve Jon, bir ormanda, kendilerine benzer robotlardan kaçıyorlar. Daha sonra iki gün öncesine gidiyoruz. Jon, okuluna gittiğinde okuldaki zorbalarla tartışıyor, bu sırada Damian'ın yanına geldiğini fark ediyor. Aynı akşam, Damian Jon'un odasına sızıyor ve onu bir göreve çağırıyor. Lexcorp'a gitmeleri gereken bu görevde, kostümlerini giyip ebeveynlerine haber vermeden şirkete sızıyorlar ama bu sefer karşılarına, Superman kostümündeki Lex Luthor çıkıyor ve sayı bitiyor.[/error]


Görüş


Bu hafta beklentimin yüksek olduğu iki seri vardı, birisi Batwoman Rebirth, diğeri Super Sons. Batwoman beni yüz üstü bırakırken, Super Sons'ı hiç beklemediğim kadar çok sevdim. Damian ve Jon arasındaki dinamik mükemmel olmuş. Biliyorum birçoğunuz Damian'ı sevmiyorsunuz ancak ben bu keratayı Morrison ilk tanıttığı zamandan beri çok seviyorum. Batman'in oğlu, Ra's Al Ghul'un torunu olunca kendisini herkesten üstün görmesi benim hoşuma gidiyor. Her zaman klasik önerimdir, Damian'ı gerçekten merak ediyorsanız, anlamak istiyorsanız, yine Peter Tomasi ve Patrick Gleason ikilisinin yazdıkları New52 Batman and Robin dergisinin ilk hikayesi Born to Kill'i okuyun.

Peter Tomasi, Superman dergisinde de Jon'u çok güzel bir şekilde yazıyordu. Çocuk karakterleri, hele de süper çocuk karakterleri yazmayı daha iyi başaran birisi çıkar mı bilmiyorum ama Tomasi, iki karakter arasında enfes bir denge kurmuş. Jon, bir yandan babasının izinden gitmeye çalışıyor, ne kadar kötü niyetli insan olursa olsun, güçlerini kullanmamaya, kendisini tutmaya çalışıyor, tıpkı küçük bir Superman gibi, bir yandan da daha büyük şeyler başarmak istiyor, bu yüzden Damian'ın peşine takılıyor. İkisi de çocuk, ikisi de neden bahsettiklerini bilmiyorlar bazen. Bu da onları okumayı daha zevkli bir hale sokuyor. Bu sayıyı okurken aklımdan bolca, günün birinde Damian'ın Batman, Jon'un Superman olabileceği olasılığı geçti. Ben varım bu fikre. Hem, bu sayıdaki The Dark Knight Returns'ü gördükten sonra ikilinin birlikte çalışacakları bir geleceği istememek mümkün mü?


Ha, tabii artık The Dark Knight Returns'e gönderme yapmayan dergiyi basmıyorlar ama insan mutlu oluyor her seferinde.

Peter Tomasi hakkında bir şeyler de söylemek istiyorum. Tomasi'nin yazdığı serileri aşağı yukarı ilk zamanından beri takip ediyorum. Yazdığı Green Lantern Corps serisi zamanında güzeldi ancak Geoff Johns'un Green Lantern'ı ile boy ölçüşemiyordu tabii. Ancak yazdığı karakterleri anladığı belliydi. Daha sonra New52'da Batman and Robin dergisine geçti, öylesine bir şans verdim ve Damian'ı, Bruce'un babalık hislerini, oğluyla ilişkisini çok güzel anlayıp anlatınca dönem içinde en sevdiğim dergi oldu. Morrison, Damian'ı kendi hikayesi için öldürünce, Scott Snyder, büyük çaplı olaylara kalkıp derginin hikayelerini baltalayınca adam parlayamadı. Ama sonunda Rebirth'te Superman dergisiyle o kadar güzel bir iş çıkardı ki bugün Tomasi'nin gerçekten de yazdığı karakterleri anladığını görebiliyor okurlar. Zaten kendisi de baba-oğul ilişkisi konusunda kendi oğluyla yaşadıklarını temel aldığını söylemiş, bunu da bir güzel göstermişti. En basitinden, Batman bu sayıda Damian'a dışarı çıkmayı yasaklıyordu, Damian itiraz edecekken, Bruce, "söz vermiştin ya hani?" "Evet," "Sözünü tut" diyaloguna girdiğinde Damian gıkını çıkarmıyor.

Kısacası Damian ve Jon gibi birbirlerine bu kadar zıt iki karakteri, bu kadar sağlam anlatmak çok başarılı bir iş.

Çizimlerde ise gözlerim her yerde Patrick Gleason'ı aradı. Jon'u ve Damian'ı büyük ihtimalle herkesten çok Gleason'ın elinde görmüştük. Yine de Jorge Jimenez, ikisinin de karakterlerini yüzlerine yansıtmayı çok güzel bir şekilde başarmış.

Sayının başındaki film seti hakkındaysa en ufak bir fikrim yok.

Super Sons pek güzel başladı. Bir sene önce duyurulduğundan beri bekliyorduk, bütün beklentilerimizi aştı da geldi. Hala kararsızsanız, Damian'ı sevmiyorsanız, bu seriye şans verin, pişman olmayacaksınız, nihayetinde 20 sayfa boyunca yüzünüzü şapşal bir sırıtmayla dolduracak başka bir seri yok.

8.5
HARİKA

Yorum Gönder

[disqus]

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget