İnceleme: Justice League vs. Suicide Squad #1


[update title="Künye" icon="info-circle"]Yayınlandığı Tarih: 21.12.2016
İçerdiği Sayı: Justice League vs. Suicide Squad #1
Hikaye: -
Yazar: Joshua Williamson
Çizer: Jason Fabok
Yayıncı: DC Comics[/update]
DC Rebirth'ün beklenen crossoverı sonunda ilk sayısıyla karşımızda. Batman ve ekibinin, Amanda Waller'ın yarattığı Task Force X'in varlığını keşfetmeleri üzerine kurulu altı sayılık serinin altında başka bir hikaye dinamiği elbette var. Gelin ilk sayıda buna ve kahramanlarımızın, Suicide Squad ile karşılaşmalarına bir göz atalım.

[error title="Spoiler Bölgesi" icon="exclamation-circle"]
"Power does not corrupt. Fear corrupts... perhaps the fear of a loss of power."
- John Steinback

Sayı, California'da, Ölüm Vadisi'nde başlıyor. Birisinin, dünyanın en gizli hapishanesi olan The Catacombs'a izinsiz girişini görüyoruz. İnsanlar üzerinde söylediklerini yaptırabildiği bir gücü var anlaşılan. Amacı, orada tutulan suçluları dışarı çıkarmak. Bunu yapmasının sebebini henüz bilmiyoruz. Sanıyorum ki, yerleşkede yaşayan herkesi öldürüp dışarı çıkıyorlar, daha spesifik söylemek gerekirse "karanlığın kalbine".


Buradan sonra Badnishia'ya, Suicide Squad'ın görev başında olduğu küçük bir adaya gidiyoruz. Flag olmadan devam eden bir görev... Ekibin yeni üyelerinden Killer Frost ise sahada, ekiple beraber. Görevin amacı da basit. Brimstone Brotherhood isimli bir örgütün Star Lab.'den çaldıkları deprem cihazını, onlar adayı yok etmeden geri almak. Adayı yok etmeden dediysek, üstünde yaşayan insanları düşündüklerinden değil. Birleşik Devletler'in orada gizli bir karakolu olduğundan ve böyle bir yıkımın dikkatleri buraya çekip karakolun gizliliğinin tehlikeye atılmasını istemediklerinden. Deadshot, örgütün lideri Apex'i vurabilmek için yüksek bir yere çıkmakla ilgili arkadaşlarını bilgilendirip, Squad'ımızın Apex'i buldukları sırada Batman'e, Watchtower'da diğer League üyelerine Task Force X'i ve Amanda Waller'ın nasıl bir insan olduğu hakkındaki brifingine geçiyoruz. Cyborg da bu esnada Badnishia'da olanları fark ediyor ve Justice League yola çıkıyor.

Apex ise bizimkilere o kadar da aldırış etmeden yapmaya geldiği kurban işlemini gerçekleştirmek için harekete geçiyor ancak tam o sırada yerini almış ve silahını ateşlemiş Deadshot'ın kurbanı oluyor. Yine de Apex, silahı bir süre çalıştırabildiği için, Deadshot'ın üstünde olduğu bina çökmeye başlıyor. Kızının fotoğrafına kısa bir veda ettikten sonra aşağı atlayan nişancımızı Superman kurtarıyor. Geri kalan League üyeleri de sırayla binadaki insanları kurtarıyorlar. Kurtarma işlemleri tamamlandıktan sonra karşı karşıya gelen iki grup arasında tansiyon çabucak artıyor ve kavga resmen başlamış oluyor.


Biz bu kısımda İsviçre Alpleri'ne geçiyoruz. İlk kısımda bir takım suçluları hapisten kaçıran abimiz dünya görüşlerini anlatmaya koyuluyor. İnsanlığın bozulduğunu ve gücü olan insanların nasıl düzelteceklerini bilmediğini iddia ediyor. Yardımları karşılığında da onlara Amanda Waller'ı öldürmelerinde yardım edeceklerini söylüyor. Bu abimiz kim mi? Maxwell Lord'un ta kendisi! [/error]


Görüş


Altı sayılık serinin ilkinin nasıl başlayacağını az çok tahmin ediyorduk. Task Force X'in keşfedilmesi ve iki grubun karşı karşıya gelmesinin nasıl şekilleneceğiydi önemli olan ve görünene bakılırsa iki grubumuz çok da birbirleriyle çatışmaya devam edecek değiller. Çünkü hikayenin arkasında emin adımlarla yürüyen bir tehdit var. Future's End serisinde ölmüş olan Maxwell Lord'un son sözlerinden motivasyonunun ne üzerine kurulu olduğunu hepimiz anladık sayılır. Amanda Waller'ı ise sadece içeri tıkmış olduklarının yardımını almak için değil, ki bu grubu New52'de görememiştik, kendi motivasyonuna hizmet edecek bir ölüm olacağı için yardım teklifi sunduğunu düşünüyorum. Hatırlarsanız, Johhny Sorrow da bu tarz bir kötüler grubu toplayıp JSA'nın başını ağrıtmıştı. Ama bunun dışında Maxwell'in bir de bulmaya çalıştığı bir şeyler var. Asıl olarak bunun için yardım istiyor kendisi. Ve ben dışarı çıkarılan bu grubun üyelerine bakarak uzay kökenli bir şeyler peşinde olduğunu seziyorum kendisinin.

Hikayenin ana olayının, karşı karşıya gelmiş iki grubun da bundan sonra Maxwell'i durdurmak adına birlikte çalışacak olmalarını çıkarımlamak çok da zor değil sanırım. Bu yüzden iki grubun karşı karşıya gelişi ve bunun sebepleri her zaman biraz sönük kalıyor arkadan gelen hikaye içinde. Ama bunu tüm hikaye içine yedirebilmek için başvurulacak birden çok yol var. Takım içi entrikalar ve beklenmedik şaşırtıcı twistler için tam sırası yani. Umarım bu şansları güzel kullanıp, hikayenin içinde bize güzelce sunabilirler.


Çizimlerini gayet güzel bulduğum Jason Fabok'un bu işte olması beni biraz rahatlatıyor esasında. Hikaye her ne kadar, grubun en güçlüsünün kriz anında kendinden geçmesi gibi bayatlıkları bulundursa da, iki grubun ikonik karakterlerinin ilk karşılaşmada konuşmayı devralması gibi bizi coşturacak hareketlerden de geri kalınmaması iyi bir şey.
6.5

Sizin sayıya verdiğiniz puan kaç?

Yorum Gönder

[disqus]

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget