Bugün hepimizin de bildiği gibi Dünya Kadınlar Günü, asıl adıyla Dünya Emekçi Kadınlar Günü. Günün hakkında çeşitli tartışmalar olsa da 8 Mart tarihinin kesin şekilde bu şekilde isimlendirilmesinin kaynağı Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği, yani yıkılışına kadar Dünya’nın en büyük denge unsuru olmuş devlet. Tabii işin içine siyaset girdiğinde böylesine olağan konularda bile kolaylıkla ayrışmalar, gereksiz tartışmalar görebiliyorsunuz, ki Dünya Kadınlar Günü de bundan nasibini uzun süre aldı. Her neyse, en azından bugün kadınlar için kutlanması gereken bir gün olup olmaması konusunu çok gerimizde bıraktık fakat aynı coğrafyada bulunduğumuz her ülkenin kadınları gibi bizim ülkemizin kadınlarının da uğraşacak daha ciddi meseleleri ve kafa yorması gereken birçok alan var.
Tabii bizim buradaki amacımız Dünya Kadınlar Günü’nün ‘’isim hakkının’’ kimde olduğunun sırrını çözmek değil, size günlük sıkıntılarınızı teker teker saymak hiç değil. Bir listeyle karşınızdayız, bu listenin amacı çizgi roman okuyacak kadınların ve erkeklerin, klasik çizgi romanların aksine gayet kadınların rol çaldığı, ayaklarını yere sert bastığı serileri keşfederek iyi bir başlangıç yapmalarını sağlamak. Yani ‘’rol çaldığı’’ demek isterken ne kastettiğimizi de açık belirtelim, önemli bir uyarıyı verelim; bu listede yer alan isimlerin kendilerine ait bir serileri ya hiç olmadı ya da ufak tefek birkaç sayılık dergileri olduysa oldu. Kısacası, serileri olmayan kadın karakterler listemiz karşınızda. Dünya Kadınlar Günü’nüz kutlu olsun!
5-Robin/Carrie Kelley
Evet, iddia ediyoruz ki, bu listede olmazsa olmazdı. Çünkü kendisi uzun yılların tabusunu yıkarak, Robin kostümünü giyen kadın olmuştu. O yıllar için özellikle Robin denilince akla ilk gelen Dick Grayson, Jason Todd –ve daha sonra Tim Drake- gibi isimlerin arasından da tek hikayeyle basitçe sıyrılmıştı. Bireysel fikrim ise, Robin olarak hikayeye dahil olan Tim Drake’nin Batman serilerine girişini oldukça etkileyici bulurum ama Carrie Kelley hepimizin karşısına çok ayrı bir özgüven ile çıktı. Ayrıca direkt ‘’Yarasa’’ temalı bir isim almayıp Robin olarak bu işe soyunmasını da saymıyoruz bile. Sırf bu karakteri tanımak için bile The Dark Knight Returns okuyabilirsiniz.
4-Betty Ross
Kimsenin durduramadığı Hulk’u sadece varlığıyla bile durdurabilen bir kişiden bahsediyoruz. Bakmayın siz son zaman hikayelerine –Red She Hulk’tu da kendileri- biz onu Hulk’un tek aşkı olarak tanıdık ve sevdik. Hem de babası azılı bir Hulk düşmanıyken. Zaman zaman Bruce Banner’i fena terslese de –Ultimates ilk sayıları gibi- biz onu Dünya’yı yok edebilecek güçteki bir varlığı durdurabilen kadın olarak tanıdığımızdan, bilimle uğraşmasını da yanına ekleyerek, bu listede mutlaka olması gerektiğini düşünenlerdeniz.
3-Mina Harker
Alan Moore, hepimizin önünde saygıyla eğildiği bir yazar. Yazdığı Killing Joke hikayesiyle her ne kadar kadınların tepkisini çekmiş olsa da, yazdığı hikayeler hatasını telafi ettirir nitelikte. Çok da uzatmayalım, Mina Harker ismini duymayanlar için Bram Stoker’in Dracula adlı romanında 1897 yılında ilk defa karşımıza çıkan bu karakter daha sonra fazlasıyla uyarlanmış olsa da, The League of Extraordinary Gentlemen hikayesindeki bizi esas ilgilendiren olacaktır eminim. Tabii Mina esas hikayede her ne kadar Dracula’nın elinden kurtulsa da, burada bir vampir. Yani Moore yine yapmış yapacağını anlayacağınız. Fakat hemen kızmayın, kendisi olmasa bu takım gerçekten eksik olurmuş.
2-Mera
Geldik çizgi romanın en köklü karakterlerinden birisine. Birçok karakterin yanında elbette 1963 yılı yakın bir tarih oluyor ancak yine de tıpkı bir numarada bulunan karakter gibi yıllar içinde gelişim ve değişimiyle, Atlantis kralı Aquaman’in anıldığı yerlerde Mera’yı artık arar olduk. Ayrıca çizgi romanın güçlü kadın karakterlerinden biri olarak da tanıdığımız Mera, Justice League filminde Amber Heard tarafından canlandırılacak. Bakalım, Justice League filminde olmasa da Aquaman filminde bekleneni görebilecek miyiz?
1-Lois Lane
Listemizin bir numarası elbette bu isimden başkası olamazdı. Superman denilince akla ilk gelen bir isim, öyle ki New 52 sürekliliğinde ikilinin tüm mazisi silinse bile bu karakteri silmediler, silemediler –hatta buna cesaret edemediler bile demek mümkün- çünkü ikilinin ilişkisinin bitirilmesi bile çok büyük ses getirmişti. Öyle ki daha fazla dayanamayarak, oldukça sıra dışı bir yolla da olsa Lois Lane tekrar hepimizin sevdiği şekilde geri döndü. Yazın hayatındaki güçlü yeri bir kenara, temeli en baştan o kadar sağlam atılmış bir karakter ki, daha Superman’in ilk uyarlamalarında bile bir kenara itilemedi. Siz bakmayın son filmde Superman-Lois ilişkisini absürt bulanlara, biz zaten Lois Lane’yi uğruna zaman çizgisi bozulan kadın olarak tanımıştık.
Yorum Gönder