Yayınlandığı Tarih: 26.10.2016
İçerdiği Sayı: Civil War II #6
Yazar: Brian Michael Bendis
Çizer: David Marquez
Yayıncı: Marvel [/update]
Marvel'ın bu seneki en büyük olayı, Civil War II'de 6. sayıdayız. Daha önce 0., 1., 2., 3., 4. ve 5. sayısını oldukça detaylı bir şekilde incelemiştik. O incelemelere ulaşmak isteyenleri, hemen aşağıdaki linklere yönlendirebiliriz.
HİKAYE
Sayı, geçtiğimiz sayıda kaldığımız yerden devam ediyor. Captain Marvel, Miles Morales'e "Evlat, doğru olanın ne olduğunu biliyorsun" diyor. Tony araya girerek Carol'a bunun delilik olduğunu, burada Hulk gibi bir gri bölgeden değil, Spider-Man gibi iyilikten başka bir şey yapmamış birisinin bunu yapabileceğini düşünmenin bile yanlış olduğunu söylüyor. Onlar kavga ederken, Steve, Miles'ın yanına gidip, iyi olup olmadığını soruyor, eve gidip dinlenmesini söylüyor. Carol'sa "sana ne oluyor birader, bu karar sana düşmez" diyerek Steve'i tersliyor.
Steve, sözünde ısrarcı oluyor, Thor, Miles'ı evine götürürken, onu durdurmaya çalışan Carol'ı Ms. Marvel "o benim arkadaşım, yanlış bir şey yapmadı" diyerek durduruyor. Bu sırada olay yerine gelen Maria Hill, burada bir terörizm rüzgarı estiğini söyleyerek harekete geçeceklerini belirtiyor. Tony, bu tavra "gel hele gel" diyerek karşılık veriyor. Bu sırada Black Panther herkesi durduruyor ve "eğer onlara saldırırsanız, bana da saldırmış olursunuz" diyor. Carol şaşırıyor. T'Challa "çok arada kaldım ama eğer Captain America bir taraf seçmişse, kesin doğru taraf odur." diyor. Ve daha tartışmaya devam edemeden Doctor Strange gelip Tony'nin tarafını götürüyor.
Carol yardım için Medusa'ya dönüyor ama Medusa yardımı reddedip ekibiyle ayrılıyor. Bu sırada Thor, Miles'ı evine götürürken, Miles yalnız kalmak istiyor ve Ulysses'in gösterdiği görüntüleri hatırlayarak ağlıyor. Inhumanların evinde ise Medusa, Karnak ve diğerleri, Ulysses'i beyaz ışıklar içinde görüyorlar ve neler olduğunu soruyorlar. Ulysses cevap vermiyor. Carol'sa ortalığı temizlettirip, Guardians ekibine yeni bir gemi alacağını söylüyor. Peter Quill'se "benim eski gezegenimde, bir şeyleri durdurma imkanım olsa yapardım. Bence haklısın" diyor ve Groot da "I am Groot" diyerek sarılıyor ikisine de.
Tony ve diğerleri, Nick Fury'nin eski gizli karargahlarından birisine gidiyorlar. Tony, T'Challa'ya teşekkür ettikten sonra Ms. Marvel'dan, Miles'ı getirmesini istiyor. Ms. Marvel ve diğer gençlerse sadece ayrılmak istediklerini söylüyorlar. Çıkarken de Riri Williams ile tanışıp anlaşıyorlar buradan çıkabilmek için. Tony ve diğerleri onların niyetini anlıyorlar ama Spider-Man'i kendilerinden bile saklayabileceklerini düşündüğü için izin veriyor. Daha sonra T'Challa, Ulysses'in yanlış görülerinin arttığını, gücünün arttıkça stabilliğini kaybettiğini söylüyor. Ne yapacaklarını ise Captain'ın karar vermesini istiyorlar.
Captain Marvel, başka bir yerde hüzünlü bir şekilde otururken Maria Hill, Peter Quill, Storm ve Jean Grey yanına geliyor. Storm, "T'Challa'nın sana ihanet ettiğine inanamıyorum" deyince Carol, "o adamla nasıl evlendin inanamıyorum" diyor. Daha sonra da Maria Hill'e bu Spider-Man'in kim olduğunu soruyor. Maria Hill başta bir şey söylemese de gelen bir haberle Spider-Man'i bulduklarını söylüyor. Kendisi halkın karşısına çıkmak üzereyken sayı bitiyor.
Öncelikle şunu bir sorayım, Carol tüm bu olanlardan sonra Storm'a "o adamla nasıl evlendin inanamıyorum" diye nasıl sorabilirsin? Ne alaka yahu? Ayrıca Carol neden herkese tam adıyla hitap edip durdu? "Doctor Strange, Peter Quill, Jean Grey". Carol'ın yazılış şekli beni her sayıda daha da sinirlendiriyor. Bu kadın enfes bir karakterdi. Bugün Carol'la ortak düşünen tek kişiler çizgi romandaki karakterler. Spider-Man'in kimliğini Maria Hill'den istemesi, Tony ve ekibi üzerine ateş açacak olan Hill'i durduran T'Challa'ya, bunu yaptığı için kızması, herkesin aslında eşit olduğu bir yerde Cap'i azarlaması derken Carol git gide koca bir nefret makinasına dönmeye başladı.
Riri Williams'ın sahneye girdiği yer kadar zorlama bir sahne daha yoktur muhtemelen. Resmen, sayfa eksik kalmış da Bendis araya bir şeyler sıkıştırmaya çalışıyormuş gibiydi. Aslına bakarsanız tipik Bendis hareketi. Başka bir dergide bir karakter yaratıyor. Daha sonra yarattığı karakteri, içine sokabildiği her dergiye öyle ya da böyle sokuyor. Ne kadar zorlama olursa olsun.
Diyaloglar ağlatıcı derecede kötüydü. Örneğin Jean gelip, "koruduğu şehri izliyor" tarzı bir şey söylüyor ve Carol'ın buna cevabı "aklımı okuma Jean Grey" oluyor. Bunun nesi akıl okuma? Aynı şekilde, büyük bir facianın içinden çıkıp gelen Tony Stark bir anda neşe yumağı oluveriyor, neden? Çünkü Bendis Doctor Strange'le Tony'i "Facial Hair Bros" kavramına soktuktan sonra yeniden espri yapmak için zemin kolluyor. Strange gücünün kalmadığını söylüyor ama sonraki tek diyalogu "seni sevmiyorum Tony" oluyor. Peter Quill'in destek vermeye geldiği andaki konuşması zaten çok gereksizdi de Groot'un sarılmasının tek sebebi "Bakın ben de GotG duygusallığına girebiliyorum" demekten başka bir şey değildi. Öyle gereksizdi.
Ve çok çok komik bir hata var. Doctor Strange ekibi toplamaya geldiğinde götürdükleri arasında Thor'u da görüyoruz. AMA THOR 1 SAYFA ÖNCE MILES'LA UÇUP GİTMİŞTİ ZATEN! Gerçekten böyle bir şey var, bakın yeniden.
Miles resmen çile çekerken bayrağı devraldığı Peter Parker'ın ortalıkta gözükmemesi ayrı bir muamma.
Sayıdaki tek güzel şeyse Cap'in konuşması oldu. Tüm serideki en olgun konuşmayı yaptı kendisi. ANCAK. Sakın dediğine hemen teslim olup Steve Rogers bayraklarını sallamayın, Captain America Steve Rogers #6'yı okuyun, her şey daha iyi oturacak. Evet, ana eventi okuyup, diğer dergileri destek olarak okumamız gerekirken tie-in resmen ana derginin kendisi oldu.
Ah, David Marquez. Bu derginin hala okunmasının tek sebebi kendisi. Bir an önce başka bir seriyi çizmeye başlamasını dört gözle bekliyorum. Yüz ifadelerinin hayranıyız.
Riri Williams'ın sahneye girdiği yer kadar zorlama bir sahne daha yoktur muhtemelen. Resmen, sayfa eksik kalmış da Bendis araya bir şeyler sıkıştırmaya çalışıyormuş gibiydi. Aslına bakarsanız tipik Bendis hareketi. Başka bir dergide bir karakter yaratıyor. Daha sonra yarattığı karakteri, içine sokabildiği her dergiye öyle ya da böyle sokuyor. Ne kadar zorlama olursa olsun.
Diyaloglar ağlatıcı derecede kötüydü. Örneğin Jean gelip, "koruduğu şehri izliyor" tarzı bir şey söylüyor ve Carol'ın buna cevabı "aklımı okuma Jean Grey" oluyor. Bunun nesi akıl okuma? Aynı şekilde, büyük bir facianın içinden çıkıp gelen Tony Stark bir anda neşe yumağı oluveriyor, neden? Çünkü Bendis Doctor Strange'le Tony'i "Facial Hair Bros" kavramına soktuktan sonra yeniden espri yapmak için zemin kolluyor. Strange gücünün kalmadığını söylüyor ama sonraki tek diyalogu "seni sevmiyorum Tony" oluyor. Peter Quill'in destek vermeye geldiği andaki konuşması zaten çok gereksizdi de Groot'un sarılmasının tek sebebi "Bakın ben de GotG duygusallığına girebiliyorum" demekten başka bir şey değildi. Öyle gereksizdi.
Ve çok çok komik bir hata var. Doctor Strange ekibi toplamaya geldiğinde götürdükleri arasında Thor'u da görüyoruz. AMA THOR 1 SAYFA ÖNCE MILES'LA UÇUP GİTMİŞTİ ZATEN! Gerçekten böyle bir şey var, bakın yeniden.
Miles resmen çile çekerken bayrağı devraldığı Peter Parker'ın ortalıkta gözükmemesi ayrı bir muamma.
Sayıdaki tek güzel şeyse Cap'in konuşması oldu. Tüm serideki en olgun konuşmayı yaptı kendisi. ANCAK. Sakın dediğine hemen teslim olup Steve Rogers bayraklarını sallamayın, Captain America Steve Rogers #6'yı okuyun, her şey daha iyi oturacak. Evet, ana eventi okuyup, diğer dergileri destek olarak okumamız gerekirken tie-in resmen ana derginin kendisi oldu.
Ah, David Marquez. Bu derginin hala okunmasının tek sebebi kendisi. Bir an önce başka bir seriyi çizmeye başlamasını dört gözle bekliyorum. Yüz ifadelerinin hayranıyız.
Sonuç
Civil War, belki de en kötü sayılarından birisini verdi. Kötü karakterizasyonları, üzerinde bir an bile düşünülmemiş diyalogları, sürekli başka dergilerin resmen sayı içinde tanıtımları ve zorlama esprileriyle dibi görmeye devam ediyor. Bizi tek üzen şeyse David Marquez'in MUHTEŞEM çizimlerinin bu seride harcandığını görmek.
3.5
Yorum Gönder