Man Of Steel İncelemesi (A.K.A. Bu bir kuş, bu bir uçak, bu supe...)


Bryan Singer'ın ''X-Men: The Last Stand''i bırakıp en çok yapmak istediğim film dediği 2006 yapımı ''Superman Returns'' faciasından sonra askıya alının ''Man of Steel'' projesi Nolan'ın önderliğinde tekrar hayat buldu ama bu sefer 1978'ten beri devam eden hikayeyi sıfırlayarak yeniden başlatma kararı aldı ve 2013 model Superman, Zack Snyder yönetmenliğinde vizyona girdi.



Facia...
İlk başta şunu söylemem gerek yıllardır özlem duyduğum Superman'in güçlerini tam manası ile kullandığı bir filmi görebildim. Zack Snyder'ın en güçlü olduğu noktada bu zaten. 

Filmde Superman evreni tamamen baştan tasarlanmış, ilk değişiklik medeniyetinin doruklarındaki kristal şehir Kripton yerine, artık insanların doğmadığı, üretildiği, yozlaşmış ve kendi içerisinde yok olmaya başlayan bir kripton ile karşılaşıyoruz. Burada kripton tasarımı yıldız savaşları filmlerinden fırlamış gibi. Kal-El yani Superman asırlardır ilk defa bir anne ve babadan normal doğumla doğan tek çocuk. Jor-El de her zamanki gibi Kripton'un yok olduğunu bilen tek kişi. Aynı şekilde General Zod da Kripton'un yok olduğunu biliyor ama o Jor-El'in aksine yok oluşun Kripton gezegeninin çekirdeğinin enerjisini kullandıkları için gezegenin yok olmaya başladığından değil yozlaşmadan kaynaklandığını düşünüyor ve kendi belirlediği ırkın yaşamadı için konseye darbe yapıyor. İşte filmdeki en büyük sorun da burada başlıyor.


Man of Steel de Kal-El güçlerini hızlı bir şekilde kazansın bir an önce aksiyona girsin istendiği için her şey çok aceleye getirilmiş, daha henüz kim nedir ne değildir diyemeden 3. Dakikada Zod darbe yapıyor ve bir anda her yerde savaş görüyoruz. Ardından Jor-El'in gezegeni yok oluştan kurtarmak için kripton halkının üretildiği DNA'ların kaynağını çalıp Kal-El'in DNA'larına aktarması ve ZOD ile dövüşürken Lara'nın Kal-El'i dünyaya göndermesinin ardından ölmesi ile devam ediyor, en sonunda da Zod ve yoldaşları hayalet bölgeye gönderiliyor ve Lara'nın gözünden kripton'un yok oluşunu görüyoruz sonrada Kal-El dünyaya geliyor. 

Burada bence en güzel nokta Lara ve Jor-El in kriptonun yok oluşunun çekirdeğinin çökmeye başlamasından çok öncesinde normal doğumu bıraktıkları zamanda başlamadığını düşünmeleri ve Kripton'u kurtarmanın tek yolunun onu yeniden inşa etmek olduğunu düşünerek sadece bir anne ve babadan doğal yolla doğmuş oğulları ile Kriptonluların DNA'larını kurtarmaları olmuş. 

Tabi bu kadar çürük yumurtanın içinde 2 tane sağlamının nasıl bir araya geldiği de ayrı bir konu ama pek takmamak lazım.


Daha öncede dediğim gibi film Clark bir an önce kostümünü giyip Zod ile savaşsın diye çok hızlı bir şekilde ilerliyor. Kal-El'in gemisinin dünyaya inmesinin ardından 33 yıl sonraya kökenini aramak için yaptığı yolculuğa atlıyor, arada geçen 33 yılı da flashback'ler ile anlatıyor.

Bu yolculukta daha 3 dakika geçmeden Clark yanan bir petrol platformundan insanları kurtarıyor, ardından yüzerek kıyıya geliyor garson olarak çalıştığı yerde bir kamyoncu ile takışıyor adama haddini bildirmek için kamyonu kazıklara geçiriyor, sonrada hop Lois Lane ile beraber kutuplarda görüyoruz. Arada Clark'ın küçüklüğünde güçlerini ilk kez kontrol etmeyi öğrendiği sahne ile karşılaşıyoruz, burada sevmediğim nokta sınıfta resmen panik atak geçirip kendini malzeme odasına saklamış bir çocuğu çıkarmak isteyen öğretmeni bütün sınıfı da yanına alıp odanın önünde hadi Clark çık anneni çağırdım diye beklemesi. Hiç mi psikoloji okumadınız, çocuk panik atak geçirmiş başına üşüşüp ucube deyip durmayın. Bir de annesi geldiğinde hadi gidin demiyor aksine tiyatro sahnesi sergileniyor, "anne büyüdü" , "bana odaklan Clark" gibi diyaloglar sergilerken hiç kimse de ne oluyor lan siz neden bahsediyorsunuz demiyor. Neyse fazla uzatmayalım, demek istediğin sahne istenilen etkiyi verememiş.

En son Clark ve Lois'i kutuplarda buzların altından gelen bir sinyali arayan bir ekiple beraber bırakmıştık.

Burada Amy Adams'ın Lois Lane olamayacaklar listesinde ilk sırada yer alması gerektiğini söylemek isterim. Nedense son iki Superman filminde Lois Lane'leri bir türlü oturtamıyorlar. Superman Returns'de 7 yaşında oğlu olan 20 yaşındaki bir Lois Lane saçmalığı koymuşken Man of Steel'de de 33 yaşındaki bir Superman'e 39 yaşında bir Lois Lane vermeyi geçtim o araştırmacı, neşeli, tuttuğunu koparan o zeki Lois Lane'i çöpe atıp Kal-El aşık olsun diye konulmuş olması ve Amy Adams'ın soğuk oyunculuğu ile bunu becerememesi sürekli ağlar gibi durması filmin ikinci büyük eksiği olmuş.


Lois gece dışarı çıkıp resimler çekerken Clark'ı 18.000 yıl önce Kara-El tarafından kullanılan ve dünyaya düşen koloni gemisini bulmak dolaşırken buluyor ve hey yakışıklı nereye öyle edaları ile onu takip ediyor. Clark ısı bakışları ile (yalnız şahane yapmışlar ısı bakışlarını) buzları eritip Lois'de peşinden takip ederken gemiyi buluyor çalıştırıyor Lois güvenlik robotunun saldırısına uğrayıp yaralanıyor ve iç kanama geçirirken Clark geliyor yarayı yakmam lazım diyor ve ısı bakışları ile yakıyor ve böylece Lois dünyada bir uzaylı olduğunu öğrenip onun peşine düşüyor. Clark da gemisini çalıp yalnızlık şatosu yaparak gidiyor.


Sonrasında Jor-El oğluşuna kriptonun yok oluşunu anlatıp bir odadan kostümü çıkarıp bunu giy süper kahraman ol diyerek zıplaya zıplaya uçmayı öğrenmesi için sokağa salıyor.

Nerede o 1978 yapımı superman filmindeki Clark'ın Superman oluş destanı nerede burada hızlıca işlenen hikaye. 1978 versiyonunda Clark'ın Superman oluşunu adım adım yaşatan epik bir hikaye anlatılmıştı, burada ise sadece Clark'ın güçlerini öğrenmesi, kontrol altına alması ve kostümü giymesi anlatılmış. Açıkcası bende hiçbir şekilde  etki yaratmadı. Bunun sebebi de Zod ve askerlerine karşı üstünlük sağladığı noktaya değinilmek istenmiş. Bence hiç olmamış.

Clark kostümü giydi, Lois de onu gördü, Lois bu hiç durur mu, izlerini gerisin geri takip ederek Smallville'e geliyor ve Clark'ı buluyor. Böylece de Superman serisinin en güzel olayı olan Lois ve Clark ilişkisi tamamen çöpe atılmış oluyor. Böyle gereksiz bir şey neden yapılmış anlamak mümkün değil, Clark henüz Daily Planet'de çalışmadığı için Lois'in rolünün az olmaması ve aralarındaki aşka değinilemeyceğinden olsa gerek ki böyle bir yola gidilmiş olabilir, ama Earth One hikayesinde de olduğu gibi ille de Clark'ın Daily Planet'de çalışması şart değil hatta aşk yaşamaları da şart değil.


Geri dönüşlerde de öğrendiğimiz gibi Clark'ın gerçek kimliğini Smallville'in yarısı biliyor, aynı şekilde Kal-El kostümü ile annesinin yanında dururken Lois polis arabasından koşarak iniyor ve bağıra çağıra konuşuyor, yani polis dahil herkes biliyor ve babası da onun kimliğini korumak için boşu boşuna kendini feda ediyor. Hatta Zod'a teslim olmadan önce kilisedeki rahibe bile kimliğini açıklıyor, yani çenesi bir durmuyor.


Şakası bir yana Kevin Costner'ın oyunculuğunu çok sevdim, ama sürekli olarak Clark'ın gücünü bastırmaya çalışması ama ezik bir çocuk gibi yetiştirmesi gibi bir olaya gidilmiş. Yani hiç akıl vermiyor, aksine yapma oğlum etme oğlum diyor.

Yine de  Clark'ın nereden geldiğini açıkladığı sahne bence filmin en güzel yerlerinden biriydi.

Tabi Clark'ın bu kadar baskı ile yetiştirilmesinin sebebi güçleri ortaya çıkarsa dünya tarafından kabul edilemeyeceği endişesi. Zaten Zod'un ortaya çıkıp saldırmaya başladığı sahnelerde de bu kabullenmemeyi görebiliyoruz, insanlar başta dost düşman demeden dalıyor, ardındna Kal-El in dost olduğunu görüp beraber çalışıyorlar.


Evet filme devam edelim, en son Lois Clark'ı bulmuştu, bu sahneden hemen sonra Zod ortaya çıkıyor ve dünyaya Kal-El'i kendisine vermelerini yoksa yok edileceklerini söylüyor. Ardından Kal-El teslim oluyor ama bizimkiler yanlarında Lois'i de alıyorlar, çünkü televizyonda Lois'in Kal-El'i tanıdığı söylemişti. Burada da Faora-UI'yi (Ursa) beğenmedim, sert görünmeye çalışırken komik olmuş, eski Superman serisinde Sarah Douglas ile kıyaslanamaz bile, bence Snyder kadın karakterleri pek oturtamamış. Hatunun bazı hareketlerinde salonda kahkahalar koptu bile (Gerçi salonda 20 kişi bile yoktu) ama dövüş sahnelerinde mükemmeldi.


Zod planını açıklıyor ardından Lois Kal-El'in ona verdiği Zor-El'in diski mi denir artık neyi ise onu kullanarak Zod'un gemisinden kurtuluyorlar, kurtarırken de Zod ve askerlerini hayalet bölgeye göndermenin yolunu da anlatıyor.

Jor-El filmde Kal-el'i destekleyen ona yol gösten bir gölge olarak işlenmiş, sanki eski versiyondaki efsane olarak duran Jor-El daha iyiydi, "My Son" dediği sahneler halen aklımdadır.


Neyse Jor-El oğlu Kal-El'e Lois'in mekiğinin hasar gördüğünü gösteriyor ve git oğlum kurtar onu ve kahraman ol senin yolun bu, artık kahramansın gi insanlığı kurtar yürü kim tutar seni nidaları ile yolluyor ve Kal-El insanları kurtarmaya Lois den başlıyor, ardından Smallville de annesine el kaldırmaya cüret eden Zod'u pataklamaya başlıyor. Ve bu sahneden itibaren destansı dövüşler başlıyor.


Smallville çatışmasında Zod'a flashbacklerde de gösterdiği gibi güçlerini kontrol altına alabildiği için üstünlük sağlayabiliyor ama bu dövüşte Zod'un yüzü gözükmese de eski Zod'a tam oturmuş, Zod'un o şaşkınlığı ve kaba kuvveti harika olmuş, bence mükemmeldi. Burada diğer Kriptonlular da güçlerini kontrol etmeyi öğrenmeye başlıyorlar. Tabi insanlar Kal-El yada Zod demeden tüm uzaylılara dalıyor, Kal-El de onları kurtarıyor ve dost olduğu ortaya çıkıyor ve müttefik oluyorlar.

Sonrada insanlar ona Superman diyor.


Evet buraya kadar hep Kal-El dememin sebebi de buydu, şimdiye kadar hiç kimse ona Superman demedi sadece Lois supe... diyebildi. Zaten bu sahnede 2 kez Superman dedikten sonrada kimse bir daha adını ağzına almıyor.

Tabi Smallvillede zod'un adamlarından daha çok hasar verdiği ve geride Smallville diye bir yer kalmadığını kimse umursamıyor. :)

Sonrasında Zod dünyayı kriptona çevirmeye başlıyor ve görsen bir şölen bizi bekliyor, şahane bir yıkım olmuş, ardından da zod koloni gemisini alıyor ve Jor-El'i karantinaya atıyor. Amacı Kriptonluları yeniden üretmeye başlamak, tabi DNA'lar Kal-el de onu ölü ya da diri ele geçirip DNA'ları alması gerekiyor.

Kal-el insanlar ile işbirliği yapıyor, dünyayı değiştiren makineyi kurtarıp Zod'un askerlerini ve kendisine yardım eden askerleri hayalet bölgeye yolladıktan sonra Zod ile olan son ve destansı savaşını yapıyor.


Gerçekten de muhteşem olmuş, şimdiye kadar sadece çizgi film ve çizgi romanlarda ağzımızın suyunun akıtan o dövüşleri sonunda beyaz ekranda da görebildik.

En sonunda Kal-El Zod'un boynunu kırarak onu öldürüyor.

Böylece Metropolis'den geriye pek bir şey kalmasa da ve Smallvilleden sonra en çok hasarı Metropolis'e yine kendi yapsa da o artık bir süper kahramandır.

Ardından ordunun onu takip ettiği insansız hava aracına çakıp hey ben Texas'da büyüdüm daha ne kadar Amerikalı olabilirim, ne durum olursa sizin yanınızdayım diyerek milliyetçiliği ile beraber nerede yaşadığını da göstermiş oluyor. Yani Lois bu kadar hızlı bulduysa orada eli ile koymuş gibi bulur herhalde.

Son olarak da Kal-El olaylardan haberi olması için Clark Kent kostümünü giyerek Daily Planet'de Lois Lne'in yanında işe başlıyor.

Ve böylece filmimiz bitiyor :)


Bence film çok güzeldi, ama Kal-El, Jor-El ve Jonathan Kent dışında karakterler olmamıştı. Tabi Non'u saymıyorum :)

Özellikle Lois Lane rolünce Amy Adams rezaletdi, sürekli bir yerlerden çıkıyor, Lois ve Kal-El yolun ortasında öpüşüyor sonra Zod saldırıyor, kilometrelerce havada uçuşuyorlar müzeye giriyorlar tam Kal-El Zod'u öldürücek Lois müzeye giriyor ağlak gözlerle Kal-El'e bakıyor. Abla sen nerden çıktın?

Ayrıca Zod ile aynı yaşta olduğunu da belirtmek isterim Zod'dan 13 gün küçük olması lazım :)


Zaten Zod başlı başlına olmamış, eski superman serisini izleyenler o karizmatik Zod'u hatırlarlar bence yanlış bir Zod olmuş.


Evet direk sonuca gelelim. Superman Returns'deki gerçekçilik akımına kendini fazla kaptırmayıp tam bir superman dövüş filmi olmuş. Ama senaryo çok zayıf ve karakter seçimi kötü olmuş. DC evrenini açmak adına Zod'un çarptığı uyduya Wayne logosu konulmuş. En sonunda da zaten askerler ile yaptığı konuşmada zaten bunun sinyallerini veriyor. 

Aksiyon sahneleri şaheserdi, ama kostümü çok hızlı giydirmişler ve savaşı da çok uzun tutmuşlar.

Fakat bu karamsar hava Superman'e yakışmamış, bence daha aydınlık bir film olmalıydı.


Lois ve Clark ilişkisini bu kadar hızlı çöpe atmak hiç yakışmamış.

Eski supermanlerde yol gösterici ve akıl hocası bir efsane olan Jor-El bu sefer oğlunun süper kahraman olmasını isteyen bir baba olmuş. İlk Superman filminde Lois'in ölümünden sonra zamanı geri almaya giden Superman'i gökyüzünde bulut olarak karşılarak "My Son" diye başlayan zamanı geri almanın bir sonucu olacağını söyleyen o efsane Superman evrenine tam yakışıyordu.


Yalnızlık kalesinin yok olması, Kal-El'in geldiği mekiğin yok olması, Jor-El'in yok olması vs. derken Kal-El'in elinde Superman mitolojisi ile ilgili bir şey kalmadı.

Son olarak filme 3D gitmenize hiç gerek yok çünkü 3D sahne yok denecek kadar az. Dövüş sahneleri o kadar hızlı ki iyi bir salonda gitmeseniz anlaşılmıyor bile, zaten yapımcılar da bunun farkında ki o sahnelerin büyük kısmı 2D olarak kalmış.



Yorum Gönder

[disqus]

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget